Girişimci Bilgi Sistemi

...Ve nihayet Türkiye’nin reel sektör envanteri. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 3 milyon girişimin verilerini sanal kodlarla ve firma bazında eşleştirme yöntemiyle Girişimci Bilgi Sistemi'nde birleştirdiklerini açıkladı.

Kobiler Hit: 2038 / Yorum: 0 / 24 Ekim 2014 16:10
Girişimci Bilgi Sistemi
-A +A

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık; İstanbul’da gerçekleştirilen “Türkiye Reel Sektörü Değerlendirme Toplantısı”nda, yıllardır beklenen ve nihayet ulaşılan bir merhaleyi açıkladı: “Girişimci Bilgi Sistemi (GBS)!”
Sistemi tanıyalım
Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) ile SGK verileri, Maliye’nin verileri, Gümrük ve Ticaret’in verileri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji verileri, TÜİK verileri gibi 8 farklı kurumun verileri tek bir yerde toplandı. Demek ki sistem çok güçlü bir entegre veri tabanı üzerinde şekillendi.
Girişimle, üretimle, iç ve dış ticaretle ilgili Türkiye'nin her türlü verisi sistemin içine alındı. GBS bir tür veri madenciliği olarak düşünüldü. Etkin analizlerle planlama yapılmasına ve en isabetli kararların alınmasına imkan sağlıyor. Çok güçlü ve kapsamlı bir veri kanalına ulaştığımız söylenebilir.
Sistemde; Türkiye'de reel sektörle ilgili girişim ve girişimcilerle ilgili veri tablolarını bulabiliyoruz. 2006'dan sonraki tüm verileri GBS bize bir sistematik içinde sağlıyor.
Sistemde; şirketlerin bireysel bilgilerini korumak için sanal kodlar üretilmiş. Ticari sırlara ulaşım engellenmiş.
Girişimci Bilgi Sistemi’nin kapsamı
Bakan Işık’ın verdiği bilgiye göre “Girişimci Bilgi Sistemi”nin kapsamı şöyle:
- Tarımda 20 bin 726 işletme
- Sanayide 401 bin 973 işletme
- Hizmetlerde 2 milyon 549 bin 956 işletme
Ticari kazanç üreten bu girişimlerin (işletmelerin)yüzdeleri ise şu şekilde:
- Tarım girişimi: yüzde 1
- Sanayi girişimi: yüzde 13
- Hizmet girişimi: yüzde 86
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 62. Hükümet olarak Türkiye'de üretimin artırılmasına yönelik ciddi bir iradeyi Hükümet programına yazdıklarını hatırlatarak 2006-2013 dönemini; "İmalat sanayisindeki karlılığa bakıldığında, brüt karlılıkta, faaliyet karlılığında çok fazla düşme yok. 2008, 2011 ve 2013'te finansman giderlerinin ve kambiyo zararlarının nasıl bilançolara yansıdığı ve şirketlere etki yaptığını görüyoruz" diye konuştu.
Sektörel faaliyet karlılığına bakıldığında ortalama karlılık oranının yüzde 3.9, imalat sanayinin karlılığının yüzde 5.9 olduğunu dile getiren Işık, Türkiye'deki ortalama karlılık ile imalat sanayinin karlılığı arasında çok da belirgin bir uçurum olmadığına dikkati çekti.
Kötümser olmaya gerek yok
Işık, özellikle seçilmiş Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle Türkiye'yi imalat sanayinin karlılık oranı açısından karşılaştırdıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Türkiye'nin KOBİ rakamlarını AB'deki KOBİ tanımına uyarladık. Küçük ölçekte 2007 yılından 2012 yılına kadar Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Polonya ve Türkiye'nin karlılık oranları var. 2008 krizinden itibaren Fransa, İtalya, İspanya ve Polonya'da ciddi bir kar düşüşü var. Türkiye'de ise krizden önce de sonra da anlamlı bir kar düşüşü yok. Orta ölçekte Türkiye karlılıkta; özellikle krizle birlikte sadece Almanya ile kıyaslanabilir. Büyük ölçekte ise; Türkiye'nin imalat sanayinin karlılığı Almanya'dan bile daha iyi durumda. Bunu önemsiyoruz. Türkiye'de ölçek düzeyi arttıkça imalat sanayinin karlılığı artıyor. Türkiye'de kötümser olmaya gerek yok, daha iyisi için hep birlikte çalışacağız."
Yüksek teknolojide karlılık
Bakan Fikri Işık, yüksek teknolojide çalışan şirketlerin genel yönetim giderlerinin fazla olduğunu anlatarak, bunun da faaliyet karlarını negatife döndürdüğünü ve ileriki süreçte destek mekanizmalarını kurgulama aşamasında önemli olduğunu dile getirdi. Bu düzeydeki şirketlerin 4 yıl sabretmeleri halinde kara geçmeye başladığını vurgulayan Işık, "Demek ki önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji düzeyinde bulunan girişimleri en az 4 yıl süreyle genel yönetim giderleri açısından desteklemeliyiz. Bu bize Girişimci Bilgi Sistemi'nin sunduğu çok çarpıcı bir sonuç" değerlendirmesini yaptı.
İhracat yapan yapmayan
Işık, Türkiye'de ihracat yapan firmalar ile ihracat yapmayan firmalar arasındaki faaliyet karı oranı farkının iki katın üzerine çıktığının altını çizdi. Tüm ölçeklerin ihracat yapmasını desteklemenin faaliyet karını artırmaya destek olacağını söyleyen Işık, toplumun refah seviyesinin teknoloji düzeyine bağlı olduğunu hatırlattı.
Sektörel yerlilik oranları
Işık, 2007-2012 döneminde imalat sanayi yerlilik oranına bakıldığında en yüksek yerlilik oranının mobilya sektörü, en düşük yerlilik oranının ise kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünlerinde görüldüğünü kaydetti.
Bölgesel yoğunlaşma
Bölgelerarası ticarete bakıldığında Marmara Bölgesi'nin net satıcı olduğuna dikkati çeken Işık, "Marmara Bölgesi Türkiye'deki mal ve hizmet ticaretinin yüzde 40'ını kendi içinde yapıyor. Aslında Türkiye'nin ekonomik yoğunlaşmasının tipik göstergesidir. Bütün bölgeler de Marmara Bölgesi'nden net alıcı. Hiçbir bölge Marmara Bölgesi’ne aldığı üründen daha çok ürün satamıyor" bilgilerini paylaştı:
İnşaat mı-sanayi mi?
Bakan Işık, seçilen sektörler içinde banka kredilerinin toplamdaki payında 2006-2013 yılları değişimine baktıklarını belirterek, şu verileri açıkladı: "İnşaat sektörünün toplam banka kredilerindeki oranı yüzde 6.2'den yüzde 12.3'e çıkmış. Buna mukabil aynı dönemde imalat sanayinin kredilerden aldığı pay yüzde 35.9'dan yüzde 29.6'ya düşmüş. Bunun anlamı şu; bankacılar inşaatçıları sanayicilerden daha çok seviyor. Bu veri, önümüzdeki süreçte imalat sanayinin desteklenmesi açısından bize ne yapmamız gerektiğine yönelik ipucu sunuyor."
KOBİ'lerin finansmanı
Işık, KOBİ'lerin finansmana erişiminde kendilerinin daha fazla enstrüman sunmaları gerektiğini vurgulayarak, KOBİ'lerin borsaya açılması veya hisse senetleri satışları gibi konularda daha fazla yoğunlaşmaları gerektiğini ifade etti. Bununla ilgili Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı'nda (KOSGEB) bir program başlattıklarını anlatan Işık, ancak şimdiye kadar arzu ettikleri noktada olmadıklarını, KOBİ'lerden 17 şirketin borsaya başvurusunun kabul edildiğini dile getirdi.
İmalat sanayi finansmanı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık konuşmasında, banka kredilerinden en yüksek payı daha önce imalat sanayisi alırken artık bu oranın gittikçe düştüğünü, üretim sektörünün finansmana erişimini kolaylaştırmaları gerektiğini anlattı. İmalat sanayinin finansmana erişimini kolaylaştıracak önlemler alacaklarını vurgulayan Işık, bu konuda iradeleri olduğunu, bunun Hükümet programında da yeraldığını belirtti.
GSYİH ve imalat
Işık, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın imalat sanayinin büyümedeki payının daralmasına yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine, Türkiye'de üretime yönelik toplumsal farkındalığı artırmak açısından bu vurgunun çok önemli olduğunu söyledi. Bir iki istisnai turizm ülkesi dışında, 2008 krizinin üretime dayanmayan ekonomilerin krize karşı ne kadar dayanıksız olduğunu gösterdiğini dile getiren Işık, buradan hareketle imalat sanayine yönelik her türlü çalışmanın desteklenmesinin Hükümet’in önceliği olduğunu kaydetti.
Bakan Işık, imalat sanayinin büyümedeki payının daralmasının cari ve sabit fiyatlarla Türkiye'nin durumunun ne olduğuna yönelik iki farklı değerlendirme yapılabileceğinin altını çizdi. Sabit fiyatlarla imalat sanayinin gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYİH) payının azalmadığını, 1998'de yüzde 23.6 olan bu oranın, 2013 sonu itibarıyla yüzde 24.1'e çıktığını hatırlattı.
Cari fiyatlarla imalat sanayinin GSYİH'deki payının ise 1998'de yüzde 23.6 iken, 2002'de kendileri iktidarı devraldıklarında yüzde 17.6, 2013 sonunda ise yüzde 15.3 olduğunu belirten Işık, burada sadece küçük bir düşme olduğuna dikkati çekti. Sanayi ürünlerindeki fiyat artışının hizmet sektöründeki fiyat artışından daha az olduğuna işaret eden Işık, bunun da cari fiyatlarla GSYİH'deki sanayinin payını azalttığını, burada şehirleşme ve harcama alışkanlıklarının değişmesinin de önemli bir faktör olduğunu dile getirdi.
Işık, ülkelerin GSYİH'lerinde imalat sanayinin hangi orana sahip olduğuna yönelik karşılaştırmalı örnekler vererek, "Biz imalat sanayinin GSYİH'deki payını özellikle artıracağız ama bir felaket tablosu da yok. Onu da söylemek lazım. Bu, önümüzdeki süreçte bizim öncelik alanlarımızdan birisi olacak" diye konuştu.


GBS’NİN İLK ANONSLARI!
- İhracat yapan firmaların karlılığı ihracat yapmayan firmalara göre daha yüksek. İhracat desteklenmeli.
- Tasarım yapan firmalar yapmayana göre daha karlı. Tasarım desteklenmeli.
- Ölçek büyüdükçe karlılık artıyor, ölçek ekonomisine götüren tüm faaliyetler desteklenmeli.
- Yüksek teknoloji ile uğraşan 10 kişiden az insan çalıştıran mikro ölçekli firmalarda ilk 4 yıl boyunca zarar oluşuyor. Buna “Ölüm Vadisi” deniyor. Bu firmaların, ölüm vadilerini güvenli geçiş noktasında destek mekanizmaları kurgulanmalı.

ÖLÇEK YAPISINA GÖRE GİRİŞİM SAYISI
Yıl Mikro Küçük Orta Büyük Toplam
2006 1.678.428 108.518 15.928 3.441 1.806.315
2007 2.210.898 121.966 17.523 3.775 2.354.162
2008 2.324.760 133.644 19.209 4.119 2.481.732
2009 2.370.121 131.914 19.734 4.179 2.525.948
2010 2.405.246 148.639 23.155 4.983 2.582.023
2011 2.421.868 169.400 27.424 6.008 2.624.700
2012 2.443.930 187.472 30.752 6.674 2.668.828
2013 2.729.274 201.194 34.511 7.676 2.972.655
Artış %62.6 %85.4 %116.7 %123.1 %64.6
2006-2013 dönemi itibarıyla ülkemizde ticari kazanç üreten girişim sayıları her yıl sürekli artmış. 8 yıllık süreçte oransal olarak en yüksek değişim KOBi üstü girişimlerde olmuş. KOBİ üstü ve orta ölçekli girişim sayılarındaki yüksek artış oranları, şirketlerimizin ölçek ekonomisine geçmeleri yönünden olumlu gelişmeye işaret ediyor.

SEKTÖREL YAKLAŞIM
Fikri Işık; “İstikrarlı büyüme için sanayi”
“Kısa vadeli kar noktasında inşaat ve gayrimenkul sanayiye göre daha karlı. Ama uzun vadeli istikrarlı bir büyüme için sanayi her zaman karlıdır.
Bir kere sektörel yaklaşımı önplana aldık. İki temel önceliğimiz var. Bir, Türkiye'nin büyümesi ihracatının artması, üretiminin artması, yatırımın artması. İki, cari açığın azalması. Bunun için de sektör sektör çalışmalar yapıyoruz.
Aslında sabit fiyatlarla imalat sanayinin ve sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı azalmıyor. Ama cari fiyatlarda küçük bir düşüş var. Onun da birkaç temel sebebi var. Bir, uluslararası rekabete açık olduğu için orada fiyat artışı hizmet sektöründeki kadar kolay olmuyor. Hizmet yerelde üretiliyor ve yerelde tüketiliyor. Onun için orada çok daha rahat fiyat artışı yapılabiliyor. Sanayi dediğiniz zaman ki Türkiye’nin ihracatının yüzde 95’i genel olarak söylediğimizde sanayi ürünü. Orada fiyatlar sizin arzunuza göre artmıyor, uluslararası rekabet belirliyor. Gayrimenkul fiyatları çok daha hızlı artıyor.”

BANKACILIK
Fikri Işık;
“Bankalar inşaatçıyı seviyor”
“Mesela banka kredilerinde son 8 yılda inşaat sektörüne verdikleri kredi yüzde yüz artmışken imalatta düşüyor.
Bu çok net bir sonuç. O zaman bankacılar inşaatçıları sanayiciden daha çok seviyor. Bu bizim için önemli bir veri. O zaman hangi dozda nasıl bir karar almak, bir düzenleme yapmak gerektiğini oturacağız değerlendireceğiz. Belki de diyeceğiz ki kredilerinizin en az şu kadarını da sanayiciye kullandırın denebilir. Bazı kararlar almak için bize çok değerli bilgiler sunuyor.”

YENİ BİR STRATEJİ
Fikri Işık;“Politika araçlarını belirledik”

“Türkiye'de üretim yapan ilaç sektörünü masaya yatırdık. Ondan önce demir çelik sektörünü masaya yatırdık. Türkiye'de çarpık bir yapı var. Türkiye dünyanın en büyük hurda ithalatçısı. Japonya dünyada önemli çelik üreticilerinden ve büyük oranda cevherden üretiyor.
Japonya kok kömürünü de cevherini de tamamen dışarıdan alıyor. Ama hurdasını bize satıyor. Orada dünyanın tam tersi bir durumumuz var onu normalleştirmek için bir çalışma yaptık onu hayata geçirmenin hazırlığını yapıyoruz. Kimya sektörü ile ilgili çalışmalar yaptık. Türkiye'nin en güçlü olduğu alanlardan biri tekstil; 2 milyar dolardan fazla tekstil makinesi ithalatı yapıyoruz. Bütün bunları masaya yatırdık hepsiyle ilgili yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Burada temel hedefimiz bilim ve teknolojide derinlik, Ar-Ge ve inovasyonda yetkinlik. Bizim güçlü olduğumuz otomotiv gibi alanlarda pazar odaklı yaklaşım sergileyeceğiz. İhtiyaç alanlarımız var enerji, su, gıda gibi alanlarda hedef odaklı yaklaşımımız var. Birde gelecek dediğimiz nano teknoloji, bio-teknoloji gibi alanlarda da öncelikli stratejik yaklaşımımız var. Bunların hepsini belgelere döktük ve yapmamız gereken, ulaşmamız gereken hedefleri, politika araçlarını belirledik, eylemleri yazdık, tek tek hayata geçiriyoruz.”

ALMANYA İLE YARIŞMALIYIZ
Fikri Işık;
“Hizmet şişkinliği kentleşmekten geliyor”
“Kırsaldan kente gelenler tarımdan direk sanayiye geçemiyor direkt hizmet sektörüne geçebiliyor. O da hizmet sektörünün ağırlığını arttırıyor, ağırlığının artması sanayi sektörünün göreceli olarak cari fiyatlarda düşmesini getiriyor. Ama bu rakamlar Türkiye'de çok anlamlı düşüşleri göstermiyor. Yüzde 2 kadar düşmüş son on yılda sabit fiyatlarda. Türkiye'nin bu noktada Almanya ve Güney Kore ile yarışması lazım, hedefimiz o olmalı. Almanya cari fiyatta da sabit fiyatta da arttırmış payını, Güney Kore arttırmış. Türkiye de arttırmalı. 62. Hükümet programında en öncelikli alanlardan biri de reel sektörün, imalat sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıladaki payını arttırmak.”
http://www.gbs.sanayi.gov.tr

Facebook'ta paylaş butonu
Print
Yorum Yap
Yorumunuz
1000

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Facebook Yorumları
Günlük Gazeteler
Oku
Ziyaretçi Defteri
Hava Durumu
Hava Durumu
Yükleniyor...