Bağlantıda Kalın!

Yaşam

Altın Taht Krallık Ülkesi Gana

Gana Batı Afrika’da bulunan, kelime anlamı olarak ”savaşçı kral” anlamına gelen bir ülkedir. Başkenti Accra’dır. Fildişi Sahili, Burkina Faso, Togo komşularıdır. 2011 yıllında ekonomik ilerlemede en çok başarı gösteren Afrika ülkesidir. Toplam nüfusu yaklaşık 24.000.000 dur. Resmi dil İngilizcedir. Tropikal bir iklime sahiptir. Altın, petrol, alüminyum rezervleri vardır. Rezervler; İngiliz ve Norveç firmalar ile ortaklıdır.
Gana ve Türk ticareti pek ilerleme kaydetmemiştir. Bunun en büyük nedeni ülke kültürel özelliklerini tanımamaktan, kötü hizmet anlayışımızdan kaynaklanabilir. Çünkü Ganalılar masada son derece başarılı iş adamlarıdır.
Toplantılarına İsa Hz dua ile başlarlar. Programlılar, not tutarlar, iş takiplerini son derece titiz yaparlar. Tabi genellerken, her ülkede iyi kötü iş adamı olduğunu hatırlatmak isterim. Araplara göre kıyaslama yapmak gerekirse, kişisel olarak Ganalı bir iş adamı çok daha hızlı karar verip, kendisine destek olunduğu takdirde işlerinizi ilerletir. (Aman sözümüz meclisten dışarı, çok saygı duyduğum Arap arkadaşlarım, doslarım var, örnek vermek istedim )
Ülkedeki en eski krallık olan Ashanti krallığı halen sürmekte olup, Kumasi bölgesinde yer alır. Ashanti Krallığı ticarete 15. Yüzyılda Portekizliler ile altın ticaretine başlayarak krallıklarını güçlendirmişlerdir.
Gana’da Türk konsolosluğu bulunmamaktadır. Ülkeye gidişte vize alınması gerekir. Türk Hava Yollarının direkt uçuşları vardır, ancak aynı zamanda Nijerya üzerinden de oraya gidebilirsiniz. Ya da eğer Batı Afrika’da pazar araştırmasını hedeflemişseniz kesinlikle Burkina Faso, Togo ve Fildişi Sahilini de iş gezinize ilave etmenizi tavsiye ederim. Bahsettiğim ülkelerin kültürleri birbirinden farklıdır. Ülkelerdeki iş yapış şekli, ödeme şekilleri de buna göre değişkendir. Ancak en önemlisi Nijerya ile yapılacak iş ortaklılarıdır. Çünkü Nijerya dünya sanal aleminde en yüksek dolandırıcılık ile Jamaika ‘dan sonra ikinci sırayı alır.
Gana ülkesi hakkında bilgi sahibi olduğumda yirmi yaşındaydım. İngiltere Londra ‘da üniversite eğitimimi devam ettirirken bir ev arkadaşına ihtiyacım vardı ve bana çok dindar bir kız olan Ana’yı tanıştırdılar. Beraber yaklaşık bir yıl yaşadık. Açıkça söyleyebilirim ki, herhalde hayatımda can, düşünce, kalp, vefa borcum olacağı yegâne dostlarımdan birisidir kendisi halen.
Gana’ya ilk ticaretimi pencere sistemleri ve cephe sistemleri yaparak başladım. O zamanlar bir şirketin İhracat Bölge Müdürüydüm. Ve dosyayı devir aldığımda, işin rutin sanki müşteri mecburmuş gibi sıkıcı bir hali vardı. Müşteri siparişini gönderiyor, sonrasında ödemesini bekliyor, üretimini yapıyor ve her zaman gecikmeli yüklenen ürünlerinin ihracatını yapıyorduk. Sonrasında Gana kültürüne hâkim olduğundan müşterim ile sohbetlerimizi geliştirmeye başladık. Neler yapabiliriz? Mevcut yıllık satışlarını nasıl ilerletiriz? Nelere yönelirsek daha iyi bir performans yaratırız? Tabi ki tarafımdan da gelen öncelikler dolayısı ve iyi bir iş takibi sonucunda ülkede Gana Cumhurbaşkanı konutundan, birçok devlet işlerinde birlikte başarılar ettik.
Gana’ya gitmek için plan üstüne yapıp, bir türlü gidemezken ki eski genel müdürüm para harcayacak diye ödü koparken, bir fırsat doğdu, başka bir şirkete Yönetici olarak çalışmaya başladım. Programı yaptım ve Gana yolculuğuna çıkacaktım artık. Son derece önemliydi bu gezi benim için, müşterim beni Ashanti Kralı ile tanıştıracaktı, sonuçta ömrümde hiç kral tanımamıştım. Yapmış olduğumuz projeleri görecektim. Yaklaşık her satışından kendisinden 400.000 USD peşin ödeme alırken, bir bakıma müşteri ile çok sıkı dostluklar kuruyorsunuz. Örneğin kızını defalarca evimde misafir ettik. Bundan çok memnun kalmakla beraber, halen daha en iyi arkadaşlarımdan biridir.
Gana’ya Nijerya üzerinden gitmeye karar verdim. Toplamda dokuz günlük bir geziydi. Oteli müşterimin kızı planladı. Bizi havaalanından da o karşılayacaktı. Göstermiş olduğum misafirperverliği tabi ki Dünyanın neresine gidersem gideyim daima geri alanlardanımdır. Bu yüzden de içim çok rahattı.
Uçaktan geç bir saate indik. Ama yollar, aydınlatma Tanzanya’ya göre daha iyiydi. Araba penceresini indirip bakına bakına gidebiliyordum. Bunu Tanzanya’da yapamazsınız. Son derece tehlikelidir. Sizi taciz ettikleri gibi çantanız vs. ne varsa camdan girip alabiliyorlar. Unutmamak gerekir, Afrika daha önce beyazlar tarafından sömürüldüğünden, biz beyazlara karşı ön yargılı olabilirler.
Gana’da yapılacakları sizlere kısaca söyle sıralayabiliriz:

İnşaat ürünleri gönderebilirsiniz ancak Pazar İngiliz, Kore, İtalyan, Alman ve Çinlilerin hakimiyetindedir. Hepsinin kendi depoları , satış elemanları olmakla beraber, Avrupa ülkesine nasıl hizmet veriyor ise burada da hizmet vermektedirler.
Mango, ananas, tropik meyveler konusunda, ticaret düşünebilirsiniz. Yine iş bağlantıları yukarıda saydığım ülkeler yoğunluktadır.
Altın rafinerisi ile iş yapabilirsiniz. Ancak rezervlerinin çoğu şu an doludur. İş birliği için kesinlikle Ashanti Krallığından ve devletten bağlantısı olması faydalı olacaktır.
Kakao ticaretini yapabilirsiniz. Son derece iyi kalite ürün üretiyorlar.
İnşaat projelerine yer altı drenaj sistemleri, plastik boru sistemleri de çok aranan ürün gruplarındandır.
Jeneratör de son derece önemli bir ürün grubudur.

Yukarıdaki kısa yazımda da belirdiğim gibi ülkenin insanını tanımak, bizim kültürümüzden çok faklı olduğunu kabullenip, \”ay Afrika’da fakir bir ülke, kim uğraşacak\” düşünce yapısını kenara atıp, riskleri bir tarafa bırakıp,  pazarda yavaş yavaş başarılı olma hedeflerini tavsiye ederiz.
Afrika Bölgesinden sorumlu arkadaşımızın kültür ile ilgili bilgili olması çok önemlidir. Fiziksel yapıları ve tenleri bizlerden farklı olduğunu kesinlikle karşı tarafa göstermemelisiniz. Irkçı yaklaşımdan hiç hoşlanmıyorlar. Hele hele Nigga türü yanlış İngilizce kullanmayınız. Uçaktan indiğinizde karşınıza çıkan memura kibar davranınız. Örneğin son yolculuğumda son derece kaba olan bir Türk vatandaşımız, sigarasızlığın verdiği sinirle, cebindeki doların etkisi ile memura karşı son derece kaba ve terbiyesizlik ettikten sonra, hepimizin gözleri önünde ilk uçakla geri gönderildi.
Ankara’da ve İstanbul’da bulunan Gana konsolosluğundan her türlü vize başvuruları ile ilgili evrakları yanınızda bulundururunuz. Kesinlikle ulu orta kapalı alanlarda ve bazen de dışarıda kafanıza göre sigara içmeyiniz.
Oteller konusunda doğru seçimler yapınız. Normal bir otel yaklaşık 250-400 USD arasıdır. Şehirlerarası yolculuklarınızı hava yolları ulaşımını tercih ediniz. Güney Amerikalı ve İngiliz pilotlar ülkede görev yapıyor. Son derece güvenli. 3-4 saat araba yolculukları; gece saatlerinde tehlikeli olabilir. Bazı yerlerde yol bile yok. Ama tabi benim gibi yerel dostlarınız varsa ve güveniyorsanız, bir problem yok demektir. Afrika’ya yolculuğa çıkmadan önce aşılarınızı olunuz. Malarya ülkede çok yaygındır. Tehlikeli ve ölümcül bir hastalıktır. Ülke de Hıristiyanlık dini çok yaygın olduğundan \”Selam-ın Aleyküm\” türünden yari İngilizce yari Türkçe konuşmamanızı öneririz.
Faydalı linkler:

http://www.hssgm.gov.tr/ Aşılarınız
http://www.ghanaistanbul.org/ Vizeniz
www.amelsghana.com Otelinizi buradan ayarlayabilirsiniz.
www.ghanaairports.com.gh Havalananı transport
www.gfzb.com Gana Serbest Bölge
www.e-wich.com Fuar Bilgileri
www.energymin.gov.gh Enerji Bakanlığı
www.ghanachamberofmines.org Madencilik Ticaret Odası

Bir ülkede yeni bir pazar kurmak zaman alır. Hiçbir zaman katıldığınız bir fuar ya da yapmış olduğunuz birkaç gezi sonrası ticaretin oluşmaması, satıştan sorumlu kişilerin suçu değildir. Ürününüzün de suçu değildir. Her pazarda, her fiyat, kalite için ürün yelpazeleri bulunur. Rekabet olmaz ise zaten, ekonomiler gelişmez. Zaman, sabır, iyi hizmet, lisanı iyi konuşabilmek, ürününüzü altın bir tepsi ile sunabilmek kabiliyet meselesidir. Çabalarınızın sonuçlarınızı en fazla iki yıl içerisinde almalısınız. Ama bana soracak olursanız, oraya yatırım yapmak en doğru karardır. Buradan da ürünlerin ihracatını sağlayabilirsiniz. Gana Batı Afrika’da konumundan dolayı size diğer komşu ülkelere de ticaretin yolu açacağından bunu düşünmenizi dileriz.
Evet artık yazımızın sonlarına geldik. Benim iş gezim nasıl geçti diye kesin merak ediyorsunuzdur. Pazarda çok değerli müşterilerim var. İrtibatlarımız devam ediyor. Yaklaşık on iki yıl sonra Londra’daki ev arkadaşımla Accra’da toplumun önümde gözyaşları içerisinde buluştuk. Ve inanın herkes şok, bizim sarılmamızı izliyordu.
Askanti Kralı Otumfuo Ose Tutu II Bey ile de tanışma fırsatım oldu. Son derece kültürlü, karizmatik ve en önemlisi dolu dolu bir yönetici. Ülkesinin ilerlemesinde en etkili isimlerden birisi kendisi. Gana’ya yerleşmeyi düşünenlerden olduğumu yazımın son cümlelerinde sizinle paylaşabilirim. Bu işin latifesi, ama fırsat doğarsa da yapabilirim. Bol Şanslar, her yolunuz açık, her pazarınız gönlünüzden güzellikleri, başarıları getirsin. Unutmayın yılmayacağız ve bizde Çin kadar olmasak da ihracatımızda rekorlara koşmayı başaracağız.

Okumaya Devam Et

Yaşam

Oylum, yüzde 100 yerli üretim hattı kurdu

KAYSERİ – Bisküvi, kraker, kremalı ürünler, gofret ve çikolatalı ürün gruplarında 118 çeşit ürün imal eden ve dünyanın yaklaşık 20 ülkesine doğrudan ihracat yapan Oylum Sınai Yatırımlar, kendi geliştirdiği makinelerden oluşan üretim hattını devreye alarak, 7 milyon dolarlık ihracat kapasitesine ulaşmayı hedefliyor. Firma 2012 yılında, önemli bir kısmı çikolata hattı olmak üzere altyapı ve iyileştirme çalışmaları için 4 milyon TL’nin üzerinde yatırım yaptı. Oylum Sınai Yatırımlar Genel Koordinatörü Yener Büyüknalbant, 2013 yılında 12 milyon dolarlık ciro hedeflediklerini kaydetti. Ortadoğu pazarını koruyarak, Avrupa ve Afrika pazarına açılmak istediklerini belirten Büyüknalbant, yılın ikinci yarısından itibaren ihracat yapılan ülke sayısını 30’a çıkarmak istediklerini söyledi. İhracatta en büyük payın katma değerli ürünler grubunda yer alan çikolatalı ürünlere ait olduğunun bilgisini veren Yener Büyüknalbant, Afrika pazarında ise bisküvi ile yer almak istediklerini bildirdi.

Geçen yılın eylül ayından itibaren Midi Nut ve Chocolitta isimli iki yeni ürününün imalatına da başladıklarını anlatan Büyüknalbant, şu anda 118 çeşit ürünle sektörde yer aldıklarını dile getirdi. Midi Nut ve Chocolitta adlı ürünlerle özellikle Ortadoğu ve Afrika pazarında büyümek istediklerine dikkat çeken Büyüknalbant, “Böylece bisküvi ve kremalı ürünlerin yanına kahverengi gruplar diye nitelendirilen çikolata grubunu da eklemiş olduk. Patentlerini aldığımız bu ürünlerin üretimi için tam otomatik bir hat kurduk. El değmeden üretim gerçekleştiren hat için 1 milyon euro’luk bir yatırım gerçekleştirdik. Üretilen ürünlerin yüzde 40’ını iç pazarda yüzde 60’ını da ihracatta değerlendiriyoruz” dedi.  Yeni yatırımlarla birlikte toplam 10 bin metrekarelik kapalı alana ulaştıklarını aktaran Büyüknalbant, hedefleri doğrultusunda üretim hatlarının tamamını otomasyonlu sisteme dönüştürdüklerine işaret etti. Büyüknalbant, “Buna bağlı olarak kraker hattımızı da baştan sona yeniledik. Isıtma ve paketleme sistemlerini modernize ettik. 2013 yılı itibarıyla yüzde 90’lara varan kapasite kullanımı ile birlikte 2014 ve 2015 yıllarında da ciromuzu yüzde 50 oranında artırmak istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Makinesini geliştirdi

Türkiye’nin bilinen en eski bisküvi üreticilerinden olan ve 1969 yılından beri faaliyette olan bir firma olarak, yüzde 100 yerli sermayeli bisküvi üretim makinesi geliştirdiklerini belirten Büyüknalbant, bununla büyük avantaj elde ettiklerini belirtti. Ayrıca üzeri çikolata kaplı bisküvi imal edeceklerini açıklayan Büyüknalbant, ürün çeşitlerinin 50’ye yakın bölümünü bisküvi grubunun oluşturduğunu belirtti. Bisküvi üretimi için ilave bir hat kurduklarını ifade eden Büyüknalbant, “Teknik kadromuz mevcut makinelerden esinlenerek, yeni bir bisküvi üretim hattı geliştirdi. Bu durum şirketimiz için ciddi bir avantaj oluşturdu. İşin içinden geldiğimiz için sektörün sorunlarını daha yakından biliyor ve buna yönelik çözümler geliştirebiliyoruz. Test aşaması tamamlanan makineyi yaklaşık bir ay içinde seri üretimde kullanmaya başlayacağız” şeklinde konuştu. Türkiye’nin halka arz olunan ikinci bisküvi firması olduklarını hatırlatan Büyüknalbant, bu alanda en büyük gıda üreticisi konumuna gelmek istediklerini de sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Yaşam

İhracatta Götürü Gider Uygulaması

1. Götürü Gider Uygulamasından Yararlanabilecek Olan Mükellefler
Götürü gider uygulamasından;

İhracat,
Yurt dışında inşaat,
Yurt dışında onarma,
Yurt dışında montaj ve teknik hizmetler,
Uluslararası taşımacılık,

Faaliyetinde bulunan, dar mükellefiyet esasında vergilendirilenler de dâhil olmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabileceklerdir. Bu tür faaliyetleri bulunmayan mükelleflerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ıncı maddesi hükmüne göre götürü gider kaydı ve bu giderleri kazancın tespitinde indirim konusu yapmaları mümkün değildir.
 
2. Götürü Giderlerin Belgeli Giderlere Ek Olarak Uygulanması
Belgelendirilememiş giderlere karşılık olmak üzere, götürü gider kaydı, mükelleflerin genel esaslara göre belgelendirilmiş giderlerinin gider kaydına engel teşkil etmemektedir. Diğer bir ifadeyle ihracat yapan mükellefler, bu faaliyetleri ile ilgili giderlerinden belgelendirebildiklerini yasal kayıtlarına intikal ettirecekler, buna ek olarak belgelendiremedikleri giderlerine karşılık olarak da götürü gider uygulamasından yararlanabileceklerdir.
3. Götürü Gider Olarak Dikkate Alınabilecek Azami Tutar
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin 1 numaralı bendi parantez içi hükmüne göre, belgelendirilemeyen giderlere karşılık olmak üzere, götürü olarak gider kaydedilebilecek tutar, ihracattan döviz olarak elde edilen hâsılatın binde beşini aşamayacaktır. Sözü edilen hâsılat kavramı içinde değerlendirilecek dövizlerin, kambiyo mevzuatı gereğince Türkiye’ye getirilme şartı bulunmamaktadır.
4. Götürü Gider Uygulamasında Dikkate Alınacak İhracat Hâsılatı
a) Direkt İhracat
Her türlü ihracattan döviz cinsinden sağlanan hâsılat, götürü gider kaydına esas azami tutarın hesaplanmasında dikkate alınabilecektir. Ancak, Türk Lirası karşılığı yapılan ihracat hâsılatı azami gider tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Buna karşın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Türk Lirası karşılığı yapılmış ihracat, döviz cinsinden hâsılat olarak kabul edilecektir.
 
Döviz olarak elde edilen ihracat hâsılatının Türk Lirası karşılığının tespitinde, hâsılatın kanuni defterlere kaydedildiği tarihte geçerli olan ve T.C. Merkez Bankası’nca tespit ve ilan edilmiş döviz alış kurlarının esas alınması gerekmektedir.
Hâsılatın kanuni süreden sonra kayıtlara intikal ettirilmesi halinde, götürü gider uygulamasında dikkate alınacak hâsılat, kayıtlara intikal ettirilmesi gerektiği tarihteki kur üzerinden hesaplanacaktır. Dövizlerin yurda getirilmesi gerektiği tarihe kadar doğan kur farkları ise bu uygulamada dikkate alınamayacaktır.
Bilindiği üzere, ihracat, FOB teslim şartının yanı sıra CF veya CIF teslim şartı ile de yapılabilmektedir. CF satış bedeli, mal bedeli ile birlikte navlun bedelini; CIF, satış bedeli ise bunlara ilaveten sigorta bedelini kapsamaktadır. İhracatçı taşımayı bizzat kendisi gerçekleştirebileceği gibi Türk Lirası veya döviz karşılığında diğer gerçek ve tüzel kişilere de yaptırabilmektedir.
İhracatçının, CF veya CIF teslim şartı ile ihracatta; taşımayı döviz karşılığında başka kurum ve gerçek kişilere yaptırması halinde, götürü gider uygulamasında gümrük beyannamesinde yer alan FOB değerler esas alınacaktır. Başka bir deyişle, taşımanın başkasına döviz karşılığı yaptırıldığı durumda, ihracatın FOB, CF veya CIF teslim şartı ile yapılmış olmasına bakılmaksızın azami götürü gider tutarı FOB satış bedeli üzerinden hesaplanacaktır. Taşımanın bizzat ihracatçı tarafından yapılması veya Türk Lirası karşılığında diğer gerçek veya tüzel kişilere yaptırılması durumunda ise ihracatçı, götürü gider uygulamasında sigorta bedeli hariç CF hâsılat tutarını dikkate alacaktır. Öte yandan, taşımayı Türk Lirası karşılığında gerçekleştiren nakliyecinin, bu taşımacılık hâsılatı dolayısıyla götürü gider uygulamasından yararlanması söz konusu değildir.
Geçici kabul rejimi çerçevesinde ithal edilen, ham ve yarı mamul maddelerin Türkiye’de bir işlem gördükten sonra ihracatından sağlanan döviz hâsılatı da diğer ihracat şekillerinde olduğu gibi götürü gider uygulamasına konu olabilecektir.
b) Endirekt İhracat
İhraç edilecek malın başka kişi veya kurumlar aracılığıyla ihraç etme şeklinde yapılan ihracata endirekt ihracat denilmektedir. Diğer bir açıklamayla, endirekt ihracat, ihraç edilebilecek nitelikte bir malı, yurt içindeki bir başkasına satma, alıcının malı herhangi bir işleme tabi tutmadan aynen yurt dışına satmasıdır. Ülkemizde bu tür ihracatı desteklemek amacıyla ‘sektörel dış ticaret şirketi’ ve dış ticaret sermaye şirketi’ adı verilen kurumlar ihdas edilmiştir. İhracat odaklı bu kurumlar aracılığıyla ihracat yapma olanağı zayıf işletmelerin de ihracat yapabilmeleri olanaklı kılınmaya çalışılmıştır.
 
Yapılan düzenlemeler ile gerek sektörel dış ticaret şirketleri ve dış ticaret sermaye şirketleri gerekse ihraç edilmek üzere bu şirketlere mal teslim eden şirketler desteklenmiş ve ihracatın arttırılmasına çalışılmıştır.
Endirekt ihracat yönteminde yurt içindeki satış için bir teşvik de Katma Değer Vergisi Kanunu’nda yer almıştır. Anılan kanunun 11/1-c maddesine göre, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi ihracatçılar tarafından ödenmez. İmalatçılar tarafından tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil edilir. Mallar ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilirse tecil edilen vergi tecil edilir. Uygulamada “11/1-c uygulaması” veya “tecil-terkin” ya da “ihraç kayıtlı satış” olarak kullanılan bu kurum, yasa maddesinde sadece imalatçılar için öngörülmüş ise de, Maliye Bakanlığı yayımladığı 62 numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile

İmalatçı olmasalar dahi sektörel dış ticaret şirketleri ve dış ticaret sermaye şirketlerine mal teslim eden mükellefleri,
İhracatçılara mal teslim eden özel finans kurumlarını.

da kapsama dâhil etmiştir.
 
Burada hemen belirtelim ki “tecil-terkin uygulaması” mükellefler için zorunlu değil, isteğe bağlıdır. Dolayısıyla söz konusu uygulamadan yararlanma hakkı bulunup çeşitli nedenlerle yararlanmayan mükellefler olabilir. Öte yandan, bütün endirekt ihracat işlemleri, tecil-terkin uygulaması kapsamına girmemektedir. Bu nedenle, ‘endirekt ihracat yöntemi ile yapılan bütün ihracatlar tecil-terkin uygulamasından yararlanmaktadır’ sonucu çıkarılamaz.
Anlaşılacağı üzere, tecil-terkin uygulamasına konu olan satış yurt içi satıştır. Burada ihracat söz konusu değildir. Dolayısıyla, anılan yurt içi satış işleminde yasa maddesinde belirtilen ‘ihracatta döviz olarak hâsılat elde etme’ den bahsetmek mümkün değildir. Buna karşın Maliye Bakanlığı 194 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile tecil-terkin uygulamasından yararlanarak mal teslim eden mükelleflerin de ihracata katkılarından dolayı götürü gider uygulamasından yararlanabileceklerini belirtmiştir.
Aynı şekilde, Bakanlık, 194 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile dış ticaret sermaye şirketleri aracılığıyla yapılan ihracatta; ihracatçı ve ihracatçıya mal tesliminde bulunan işletmenin, ihracatçıya yapılan bu teslim Katma Değer Vergisi Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında yapılmamış olsa dahi götürü gider uygulamasından birlikte yararlanabilmelerine olanak tanımıştır.Yukarıda belirtilenler dışındaki endirekt ihracat işlemleri yapan mükelleflere götürü gider uygulamasından yararlanma olanağı tanınmamıştır.
194 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği düzenlemelerine göre, ihraç kaydıyla yapılan mal teslimlerinde, bu ihracat hâsılatı dolayısıyla götürü gider uygulaması ihracatçı ve ihracatçıya ihraç kaydıyla mal tesliminde bulunan işletmenin ihracattaki katkıları oranında olacaktır.
Buna göre, Katma Değer Vergisi Kanununun ll/ 1-c maddesi hükmü uyarınca, ihraç edilmek şartı ile ihracatçıya yapılan mal teslimlerinden elde edilen hâsılat, döviz olarak elde edilmiş hâsılat olarak kabul edilerek götürü gider uygulamasında dikkate alınabilecektir. İhracatçılar ise elde ettikleri ihracat hâsılatından ihraç kaydıyla satın aldıkları malın alış bedelini indirecekler ve kalan tutarı götürü gider uygulamasında dikkate alacaklardır. Burada ihraç edilmek şartı ile ihracatçıya mal teslim eden mükellefler bu satışından döviz hâsılatı elde etme şartı aranmamaktadır. İhraç edilmek şartı ile tecil-terkin kapsamında mal alıp ihraç eden mükellefin ise, yurt dışına mal satışından elde ettiği hâsılat döviz cinsinden olmalıdır. Söz konusu döviz hâsılatının Türk Lirası karşılığı ile mal alış bedeli arasındaki fark ihracatçının yararlanabileceği götürü gider tutarında dikkate alınacaktır.
İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihracatının aynı yılda gerçekleşmemesi, bu malı ihracatçıya teslim eden mükellefin bu teslimden elde ettiği hâsılat dolayısıyla götürü gider uygulamasına engel değildir. Başka bir ifade ile ihraç kaydıyla mal teslim eden mükellef ile ihracatçı için götürü gider uygulaması farklı dönemlerde olabilecektir. Ancak ihraç kaydıyla yapılan teslimden doğan hasılat dolayısıyla bu uygulamanın yapılabilmesi için söz konusu malın Katma Değer Vergisi Kanunu’nda öngörülen süresi içinde ihraç edilmesi gerekir. İhracatın gerçekleşmemesi, malların iade edilmesi hallerinde sözü edilen uygulamadan yararlanmak mümkün değildir.

Okumaya Devam Et

Yaşam

Merkez Bankası faizi ne yapacak?

Bankanın analisti Ercan Ergüzel, müşterilerine gönderdikleri notta, \”Hem faiz oranlarında hem de FX kurunda düzenlemeye ihtiyaç var\” ifadelerini kullandı.

Notta, \”Politika faizinin 2023 sonunda yüzde 36 olacağına tahmin ediyoruz ancak riskler aşağı yönlü\” denildi.

Okumaya Devam Et

Trendler

Copyright © 2024 Kobi Yatırım. Tüm Hakları Saklıdır.