Bağlantıda Kalın!

Kobiler

Kurumlaşma Yolunda Yolsuzlukla Mücadele ve Hile Denetimi

01.Temmuz.2012 tarihi itibarıyla ilgili yönetmelikler yayınlandıktan sonra, yürürlüğe girecek olan 6102-6103 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye Kamu Gözetim Kurumu nezdinde, uluslararası bir niteliğe kavuşturulmak istenen Türk Ticaret Hayatı’nda…

2000’li yılların başından itibaren, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan önderliğinde iş dünyasının gündemine gelmeye başlayan, Küresel İlkeler Sözleşmesi (Tüm ülkelerde ortak bir kalkınma kültürünü temel alan, sürdürülebilir gelişmeyi ve uygulamaları özel paydaşlarıyla destekleyen, Dünya’nın en büyük gönüllü ve kurumsal vatandaşlık platformu) ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk (Mecazi bir yaklaşımla, devlete ödenen verginin yanında halka ödenmesi gereken kutsal vergi) ve Sürdürülebilir Kalkınma (Bugünün ihtiyaçlarının, gelecek nesillerin kaynaklarını tehlikeye atmadan karşılama), aradan geçen 10 yılı aşkın süre zarfında büyük şirketlerin yanında, özellikle ülkemizde çeşitli teşviklerle desteklenen “Kurumlaşma” (Yani… Kişilerden bağımsız olarak, örgütsel bir yapı içinde, o kurumun hedefleriyle ilgili… gereken kuralları, standartları, yöntemleri belirledikten sonra… bu özel kuralları, sektörün ve toplumun genel kuralları ile desteklemek… Ve de belirlenen tüm kurallara sadık kalarak, harekete geçmek) yolundaki Kobi’ler açısından da, günden güne önemini arttırmaya devam etmekte!..

Bilindiği üzere 4 ana başlık (İnsan Haklarına Saygı… Cinsel Ayırımcılık Yapmadan Çalışma Standartlarının İyileştirilmesi ve Örgütlenme Özgürlüğü… Doğa ve Çevre Sorunlarını Önleyici Her Türlü Yaklaşıma Destek… Yolsuzluk ve Hile ile Mücadele…) çerçevesinde 10 maddeden oluşan, Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk; paranın nasıl harcandığı ile değil, nasıl kazanıldığı ile ilgilenmekte…

Bu açıdan baktığımızda; şirketleri, çalışanları, hissedarları, tedarikçileri, müşterileri ve tüketicileri ile birlikte, özellikle üretim ve hizmet projelerine destek veren kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri, sendikaları, finansal pazarları ve medyayı, sosyal paydaşlar olarak niteleyen kurumsal sosyal sorumlulukta, “Para” söz konusu olunca, alın terine ve vergilendirilmiş kazanç’a daima saygı duyarak, yolsuzluk ve hile’nin de gündeme gelmemesi düşünülemez!..

(İnsanlık tarihinde rüşvetin ilk yazılı belgesinin M.Ö.4000 yılına ait olduğunu biliyor musunuz?
İnanmıyorsanız, İstanbul Arkeoloji Müzesine gidin ve Sümerler’e ait tablet belgeyi inceleyin!)
Sözleşmeye daha sonradan ilave edilen ve Dünya Bankası tarafından “Devletler” nezdinde… “Kamu gücünün, özel çıkarlar amacıyla kötüye kullanılması” şeklinde tanımlanan “Yolsuzlukla Mücadele”de, iş dünyası açısından… Kayıt Dışı Ekonomi, Rüşvet, Zimmet ve Haraç’la birlikte “Hile”, vergi kaybı yönünden çok önemli bir rol oynamakta… ve de Devletlerin ilgili kurumları, Yurttaşlık ve Vergi Bilinci de dahil, bunun önlemlerini alabilmek için sürekli olarak çalışmakta. (Yeni Türk Ticaret Kanunu, Vergi Barışı, Yeniden Yapılandırma, Nereden Buldun Kanunu gibi… Tabii, daha önce de olduğu gibi “Nereden Buldun Kanunu” bir çıkarsa, siz, o zaman görün çok çok iyi giden ekonomiyi)

Aslında “Nakit Para Dolaşımı” devre dışı kalmadıkça, tüm harcamalar da “Bankalar ve Kartlar” devreye girmedikçe, yolsuzlukların önüne geçmek, hayalden öteye geçmiyor ama… Neyse!..
Yolsuzlukla mücadelede “Hile” konusuna gelince…“Sayın Prof.Dr.Nejat Bozkurt’un tanımıyla”
Hile; yapana veya yaptıranlara çıkar sağlamak amacıyla yapılan, gizli ve kasıtlı bir faaliyettir!..
Kurum dışı ve içi hile çeşitleri ise; yatırım hileleri, yönetim hileleri ve çalışan hileleri olarak adlandırılır. Yatırım ve yönetim hilelerinde “Paydaşlar” (ki, bu konu Yeni Türk Ticaret Kanunu ile, şirketlerdeki mevcut eski Deneticiler veya Denetleme Kurullarından alınarak, Bağımsız Deneticiler veya Bağımsız Denetleme Şirketlerinin devreye girmesi ile gündeme getiriliyor. Bu noktada İSO 9001 Kalite Deneticileri’nin dışında SMMM ve YMM ler’den Bağımsız Denetici Sınavlarına 40-50.000 müracaatın olduğunu da belirterek, yepyeni bir sektörün ön plana çıktığını söyleyebiliriz.), zimmet ve çalışan hilelerinde ise… “Kurum ve İşletmeler” zarar görür.

Her şirkete uyan standart bazı uyarlamalar olmasına rağmen, hile yöntemleri genellikle kurumlara ve ortamlara göre değişiklikler gösterir. Hemen hemen hepsi kendilerine göre haklı ve çok önemli ihtiyaçlar nedeniyle, küçük küçük başlar ve büyüdükçe “Hile Yönetimi” için ortak menfaatçiler işin içine dahil edilerek, sorumluluk ve ceza süreçleri paylaştırılmaya çalışılır. İş büyüdükçe şantaj ve tehdit de devreye girebilir. Tahammül sınırlarında kontrol ve denetleme devreye girmezse veya geç girerse işletmelerin kayıpları, altından kalkılamayacak boyutlara ulaşabilir.

Bağımsız Deneticiler ve Bağımsız Denetleme Şirketleri yaptıkları finansal analizler ile hizmet girdi ve çıktıları yanında… hammadde, üretim, stok performanslarıyla bu sorunlara en iyi çözümleri üretme çabasında olmaları yanında, bu konuda ülkemizde yeni yeni gündeme gelmeye başlayan Hile Denetim Şirketleri de yararlı çalışmalar yapacaktır, diye düşünüyorum.

Ancak tüm denetim ve kontrolları (Şirket ve CEO isimlerine girmek istemiyorum ama, ABD deki “Şirket Çöküşleri” ile başlayan 2009 ekonomik krizini dikkate alırsanız) dış kaynaklardan beklemek de, her zaman doğru çüzümleri getirmiyor.

Netice de iş dünyasında sorun ne olursa olsun, konu dönüp dolaşıp aynı faktörde odaklaşıyor.

Hangi faktörde? dediğinizi duyar gibiyim. Tabi ki “İnsan Faktörü”

Bu nedenle, aslında “İş Sahipleri (Küçük ve Orta Boy İşletmeler, özellikle Aile Şirketleri)”miz ile “İnsan Kaynakları ve Yönetim Kadroları”mızın da çok iyi bildiği gibi…

Eğer çalışanlarınızdan ve yöneticilerinizden biri veya birkaçı;

İş’e, en erken gelip – en geç giden, olarak istikrar gösteriyorsa…

Uzun zamandır (1-2 yıl), zam talebinde bulunmuyorsa…

Bir kaç yıl üst üste (2-3 yıl) yıllık izin kullanmaktan imtina ediyorsa…

Aynı departmanda ve aynı konumda uzun süre çalışmaktan şikayetçi değilse…

Yaptığı işlere kimseyi karıştırmayıp, kontrolu devamlı elinde tutmak istiyorsa…

Yapması gereken raporlamaları savsaklıyorsa…

Hayat Standartlarında ani yükselmeler başlamışsa…

Ani karşılaşmalarda el ayak dolaşması ve aşırı heyecanlanma oluyorsa…

(Ve tabi bu aranızda yeni başlayacak olan bir aşkın ilk işaretleri değilse… 🙂 )

Aman dikkat, vakit çok geç olabilir!..

 

Bunların önüne geçmek içinse…

Hile yöntemlerini keşfetmeden, hileyi denetlemenin çok zor olacağı ve de en iyi bilgi işlem güvenlik sistem mühendislerinin, hidayete ermiş hacker’lardan olabileceği :-)… görüşünden hareketle, işinizle ilgili daha önce yapılmış olanlar da dahil başka neler yapılabilir diye, hile yöntemlerini araştırmak…

Özellikle parasal konularda aynı kişilere; hem işlem kontrolleri, hem para transferleri, hem de raporlama gibi görevleri, birarada vermemek…

Elemanların konumlarını, belirli periyotlarla ve belirsiz sürelerle değiştirmek… (Özellikle şubeli işletmelerde şehir içi ve şehirler arası da dahil)

Düşük maaşlarla, çok fazla iş yaptırma prensibinden vazgeçmek…

Performans ölçümleri ve otokontrol sistemleri uygulamak…

Çapraz raporlama ile sonuç odaklı istatistikler çıkarmak…

İnovasyon toplantılarındaki içtenliklere dikkat etmek…

Proje üretmekteki sadakati ve detayları incelemek…

İşe alım süreçlerini, yeniden gözden geçirmek…

Kıdem ve terfilerde adil davranmak… önemli yöntemlerden bazıları olacaktır!..

Ayrıca; güvenlik kameraları, telefon kayıtları ve mail kontol sistemleri’de etkili yöntemlerdir.

 

İşe bugün şirketinize “bir alıcı gözüyle bakmak” kaydıyla bir bakın bakalım neler göreceksiniz?

Okumaya Devam Et

Kobiler

Maliye şimdi de POS cihazlarıyla yapılan tahsilatları radarına aldı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Gelir İdaresi Başkanlığımız, POS cihazlarından gerçekleştirdiği tahsilatın hasılat kaydını yapmayan 3 bin 662 kişiyi tespit etti. Bu kişilerin 5 milyar liralık POS hasılatının beyan edilmesi sağlandı.” dedi.

Şimşek, AA muhabirine kayıt dışı ekonomiyle mücadele amacıyla attıkları adımları genişlettiklerini söyledi.

Gelir İdaresi Başkanlığının, işletmelerde kullanılan POS cihazlarından gerçekleştirilen tahsilat tutarlarından oluşan hasılatın beyan edilip edilmediğini gündemine aldığını bildiren Şimşek, bu kapsamda olası vergi kayıp ve kaçağının denetlediğini aktardı.

Şimşek, Başkanlık tarafından 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin yapılan analiz çalışmalarından hareketle vergi kayıp ve kaçağına neden olduğu yönünde emareler bulunan işletmeler hakkında denetimlere başlandığına dikkati çekerek, denetim sonuçlarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“Denetim çalışmalarında, vergi mükellefi olmadığı halde üzerlerine kayıtlı POS cihazları bulunan ve bu cihazlar üzerinden hasılat elde eden 2 bin 320 kişi ele alındı. Bu kişilerin toplamda 3 milyar lira kayıt dışı hasılat elde ettiği ve vergi idaresinin bilgisi dışında bıraktığı belirlendi. Mükellefiyeti olan 1342 kişinin ise yine POS cihazları üzerinden elde ettiği toplamda 2 milyar lira hasılatı beyanlarına yansıtmadığı veya eksik yansıttığı tespit edildi. Böylece Gelir İdaresi Başkanlığımız, POS cihazlarından gerçekleştirdiği tahsilatın hasılat kaydını yapmayan 3 bin 662 kişiyi tespit etti. Bu kişilerin 5 milyar liralık POS hasılatının beyan edilmesi sağlandı.”

“1,5 milyar lira vergi tahakkuk ettirildi”

Bu süreçte söz konusu kişilerin vergi daireleri tarafından izaha davet edildiğini belirten Şimşek, “Bu kişilerden 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin vergi mükellefiyetlerine göre gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi beyannameleri ile muhtasar beyannameleri olmak üzere 18 bin 500 vergi beyannamesi alındı. Kayıt dışı bırakılan yaklaşık 5 milyar liralık POS hasılatının beyan edilmesi de bu şekilde sağlandı.” diye konuştu.

Şimşek, bu çalışma sonucunda 1,5 milyar lira vergi tahakkuk ettirildiğine işaret etti.

“Mükellef olmadan POS hasılatı elde ediyorlar”

Denetim çalışmalarında çarpıcı örneklere rastlandığını da anlatan Şimşek, “Denetimlerde vergi mükellefi olmadan 1 milyon liranın üzerinde POS hasılatı elde eden 81 kişi bulundu. Bu mükelleflerin ilgili dönemlerdeki hasılat tutarının yaklaşık 253 milyon lira olduğu görüldü. Bunlar arasında toptan ayakkabı, hırdavat malzemeleri, tekstil ürünleri ve beyaz eşya ticareti başta olmak üzere çeşitli alanlarda faaliyetlerde bulunan kişilerin yer aldığı tespit edildi. ” ifadesini kullandı.

Bakan Şimşek, benzer çalışmanın 2023 yılı verileri üzerinden de yapıldığını belirtirken, “Elde edilen sonuçlar üzerine gerekli işlemler yapılacak. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz tavizsiz ve güçlü şekilde devam edecek.” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Kobiler

KOSGEB kredisi nasıl alınır? Destek kredisi başvuru şartları neler?

Kendi işini kurmak isteyen küçük girişimcilerin imdadına yetişen bir kuruluş KOSGEB… Ancak bu konuda, yeni iş kurmak isteyenlerin akıllarında cevaplanmamış bir sürü soru bulunuyor. 1990 yılından bu yana küçük ölçekli kuruluşlara karşılıklı ve karşılıksız yardım yapan KOSGEB kredisi, kimlerin faydalandığı, kısacası aklınıza takılan her türlü sorunun yanıtı haberimizde. KOSGEB kredi başvurusu yapacak olanlar için gerekli evraklar ve şartlar belirlenmiştir. Bu kişilerin her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması gerekmektedir. Suriyeliler KOSGEB kredisi alamaz. 18 yaş şartı bulunup aynı zamanda KOBİ’ler için ve esnaflar için ayrı şartlar da bulunur. Diğer yandan hapishaneden çıkanlar için yani Mahkumlar için KOSGEB destekleri de bulunur. KOSGEB kredisi için, eğer yeni işletme kurulacaksa daha önce KOSGEB kredisi alınmamış olması gerekmektedir.
KOSGEB kredisi nasıl alınır? Destek kredisi başvuru şartları neler? KOSGEP hibe ve desteklerinden yararlanmak için ilk olarak; KOSGEB’e üye olunmalıdır. Bunun için KOSGEB‘e giriş yaptıktan sonra şifre ve kullanıcı almak gerekir. Bu esnaf için de KOBİ’ler için de gerekmektedir. KOSGEB’e üye olan KOBİ’ler KOSGEB KOBİ beyannamesini doldurmalı ve kredi başvurusu için KOSGEB veri tabanına kayıt olmalıdır. Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı olan ama halk arasında kısaltması ile yani KOSGEB olarak bilinen kurumdur. Eski ismiyle Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na yeni ismiyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı olarak görevini yerine getirmektedir. 1990 yılında kuruluşu tamamlanmıştır.

KOSGEB KREDİSİ NASIL ALINIR?

KOSGEP hibe ve desteklerinden yararlanmak için ilk olarak; KOSGEB’e üye olunmalıdır. Bunun için KOSGEB‘e giriş yaptıktan sonra şifre ve kullanıcı almak gerekir. Bu esnaf için de KOBİ’ler için de gerekmektedir. KOSGEB’e üye olan KOBİ’ler KOSGEB KOBİ beyannamesini doldurmalı ve kredi başvurusu için KOSGEB veri tabanına kayıt olmalıdır. KOSGEB veri tabanına kayıt olmak için ise KOSGEB girişten girip bütün bilgilerinizi, vergi numaranızı yazmanız gerekir. Bu şekilde kayıt birkaç dakikada yapılabilmekledir.

 

DESTEK KREDİSİ BAŞVURU ŞARTLARI

KOSGEB kredi başvurusu yapacak olanlar için gerekli evraklar ve şartlar belirlenmiştir. Bu kişilerin her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması gerekmektedir. Suriyeliler KOSGEB kredisi alamaz. 18 yaş şartı bulunup aynı zamanda KOBİ’ler için ve esnaflar için ayrı şartlar da bulunur. Diğer yandan hapishaneden çıkanlar için yani Mahkumlar için KOSGEB destekleri de bulunur. KOSGEB kredisi için, eğer yeni işletme kurulacaksa daha önce KOSGEB kredisi alınmamış olması gerekmektedir.

 

DESTEK KREDİSİ NASIL ALINIR?

• Girişimci adayının Uygulamalı Girişimcilik Eğitimini tamamlayarak katılım sertifikasının alınması• İşletmenin kurulması,• KOSGEB veri tabanına kayıt yapılması,• KOBİ Bilgi Dokumanı, • KOBİ Beyannamesi ve eklerinin KOSGEB’e sunulması,• KOBİ Beyannamesinin onaylanmasından sonra Yeni Girişimci Desteği Başvurusunun ve İş Planının online hazırlanması.• Yeni Girişimci Desteği Başvurusunun, İş Planının ve eklerinin kaşeli imzalı olarak KOSGEB’e verilmesi.• Başvurunun ön değerlendirmesinin yapılması ve uygun olması halinde Kurula sevk edilmesi,• Kurul Toplantısının yapılması,• Başvurunun kabulü halinde işletmenin Yeni Girişimci Desteği Taahhütnamesinin teslimiyle destek sürecinin başlatılması,• Kurulun uygun bulduğu ve hizmet/ürün alımı tamamlanan giderlere ilişkin online olarak Ödeme Talep Formu hazırlanması ve ekleriyle KOSGEB’e teslimi,• Ürün tespit işlemlerinin KOBİ Uzmanları tarafından yapılmasına müteakip bütçe durumuna göre destek ödemesinin yapılması.

 

KOSGEB DESTEKLERİ

1. KOBİ Proje Destek Programı

2. Tematik Proje Destek Programı

3. İşbirliği Güçbirliği Destek Programı

4. AR-GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı

5. Genel Destek Programı

 

1. Yurt İçi Fuar Desteği

2. Yurt Dışı İş Gezisi Desteği

3. Tanıtım Desteği

4. Eşleştirme Desteği5. Bağımsız Denetim Desteği

6. Nitelikli Eleman İstihdam Desteği

7. Danışmanlık Desteği8. Eğitim Desteği9. Enerji Verimliliği Desteği

10. Tasarım Desteği

11. Sınai Mülkiyet Hakları Desteği

12. Belgelendirme Desteği

13. Test, Analiz ve Kalibrasyon Desteği

 

6. Girişimcilik Destek Programı

7. Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı

8. Kredi Faiz Desteği9. Laboratuvar Hizmetleri

 

KOSGEB NEDİR?

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı olan ama halk arasında kısaltması ile yani KOSGEB olarak bilinen kurumdur. Eski ismiyle Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na yeni ismiyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı olarak görevini yerine getirmektedir. 1990 yılında kuruluşu tamamlanmıştır.

Ülkemizde sosyal ihtiyaçların ve ekonominin karşılanabilmesi adına orta ve küçük ölçekli işletmelerin etkisi ve sanayideki payını artırmak amacıyla kurulmuştur. KOSGEB ayrıca bu işletmelerin rekabet güçlerini ve seviyelerini artırma amacına da hizmet etmektedir. Bir diğer hizmeti ise; KOBİ’lerin rekabet düzeyini artırmak ve ihracat, kurumsallaşma ve Ar-Ge gibi mevzularda kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktır.

Belirtilen tüm bu hedefler için KOSGEB girişimciliğin yaygınlaşması ve başarı elde edecek işletmelerin kurulmasını sağlamak için tüm girişimcilerle ve adaylara farklı destekler sağlamaktadır. KOSGEB hibelerinden ve uygun faiz oranları gibi banka desteklerinden faydalanabilmek adına kayıtlı bir işletme olmanız gerekmektedir. Henüz işletme yokken desteklerin birçoğu verilmemektedir.

Okumaya Devam Et

Kobiler

Mevcut Talebin Ötesine Ulaş

Bu bizi Mavi Okyanus stratejisinin üçüncü prensibine götürür: Mevcut talebin ötesine geç. Bu prensip Mavi Okyanus yeniliğini elde etmenin temel unsurudur. Bu yaklaşım, yeni bir teklif için en fazla talebi toplayarak, yeni bir Pazar yaratmayla ilişkili ölçek riskini azaltır.

Bunu başarmak için şirketler iki geleneksel stratejisi uygulamasına meydan okumalıdır. Birincisi, mevcut müşteriler üstünde odaklanmaktır. Diğeri ise, satın alıcı farklarına uyum sağlamak için daha incelikli bölümleme (Segmentasyon) yapmaya yönelmektir. Şirketler pazardaki paylarını artırmak için genellikle mevcut müşteri kapasitesini kaybetmemeye ve genişletmeye çaba gösterir. Bunun sonucunda, çoğunlukla müşterilerin tercihlerini daha iyi karşılayabilmek amacıyla teklifler daha ince bölümlere ayrılır ve uyarlanır. Rekabet ne kadar büyükse tekliflerin ihtiyaca uygun şekilde özelleştirilmesi de o kadar fazladır. Şirketler müşteri tercihlerini daha ince bölümlere ayırarak hepsini kapsamak için rekabet ettikçe, aşırı küçük hedef pazarlar yaratma tehlikesine girerler.

Mavi Okyanusların boyutunu en üst seviyeye çıkarmak için şirketler bunun tersi bir yol izlemelidir. Müşterilere odaklanmak yerine, müşteri olmayanlara bakmalıdır ve müşteri farklarına odaklanmak yerine, tekliflerini alıcıların değer verdiği ortak noktalar üstüne kurmalıdır. Bu yaklaşım, şirketlerin önceden var olmayan yeni bir müşteri kitlesi ortaya çıkarmak için mevcut talebin ötesine geçmelerine olanak sağlar.

Dikkatinizi nereye yöneltiyorsunuz? Mevcut müşterilerden daha fazla pay elde etmeye mi, yoksa endüstrinin müşterisi olmayanları yeni talebe dönüştürmeye mi? Alıcıların değer verdiği önemli ortak noktaları mı arıyorsunuz, yoksa müşteriye göre daha incelikli uyarlama ve bölümleme yapmak yoluyla müşteri farklılıklarını kapsamak için mi çaba harcıyorsunuz? Mevcut talebin ötesine geçmek için müşterilerden önce müşteri olmayanları, farklılıklardan önce ortak noktaları ve daha fazla bölümleme yerine bölümlemeyi kaldırmayı düşünün.

Müşteri Olmayanların Üç Katmanı

Genellikle müşteri olmayanlar evreni büyük Mavi Okyanus fırsatları sunmasına karşın, müşteri olmayanların kimler olduğunu ve bunların nasıl ortaya çıkarılacağını net olarak kavrayan şirket sayısı çok azdır. Gizli duran bu muazzam talebi yeni müşteriler edinmek şeklinde gerçek talebe dönüştürmek için şirketlerin müşteri olmayanlar evreni hakkındaki anlayışlarını derinleştirmeleri gerekir.

Müşterilere dönüştürülebilecek müşteri olmayanların oluşturduğu üç katman vardır. Bunlar pazarınıza olan göreceli uzaklıkları yönünden farklılık gösterirler.

 

 

Müşteri Olmayanların Birinci Katmanı

“Yakında müşteri olacak” müşteri olmayanlar daha iyi bir şey ararken idareten pazarın mevcut tekliflerini minimum seviyede kullananlardır. Daha iyi bir alternatif buldukları takdirde, büyük bir istekle gemiye atlayıp uzaklaşacaklardır. Bu düşünülürse, pazarın kenarında durmaktadırlar. “Yakında müşteri olacak” müşteri olmayanların sayısı arttıkça pazarın genişlemesi durur ve büyüme problemi ortaya çıkar. Müşteri olmayanların birinci katmanında ortaya çıkarılmayı bekleyen el değmemiş bir talep okyanusu yatar.

Müşteri olmayanların birinci katmanında yer alanların gemiye atlayıp endüstrinizi terk etmek istemelerinin temel nedenleri nelerdir? Tepkilerdeki ortak noktalara bakın. Aralarındaki farklara değil ortak noktalara odaklanın. Alıcıları nasıl bir araya getireceğinizi ve gizli duran el değmemiş talep okyanusunu nasıl ortaya çıkaracağınızı yavaş yavaş kavrayacaksınız.

Müşteri Olmayanların İkinci Katmanı

Bunlar “Müşteri olmayı reddeden” lerdir. Yani pazarda teklif edilenleri kabul edilemez veya alım güçlerinin üstünde buldukları için kullanmayan veya bedelini ödeyemeyenlerdir

İhtiyaçları ya başka şekilde karşılanır ya da görmezden gelinir. Bununla birlikte, müşteri olmayı reddedenlerin içinde ortaya çıkarılmayı bekleyen el değmemiş bir talep denizi yatmaktadır.

Müşteri olmayanların endüstrinizdeki ürün ve hizmetleri kullanmayı reddetmesinin başlıca sebepleri nelerdir? Tepkilerindeki ortak nuktalara bakın. Aralarındaki farklara değil bunlara odaklanın. Alıcıları nasıl bir araya getireceğinizi atıl duran, el değmemiş talep okyanusunu nasıl ortaya çıkaracağınızı yavaş yavaş kavrayacaksınız.

Müşteri Olmayanların Üçüncü Katmanı

Endüstrinin mevcut müşterilerinden en uzak olanlardır. Bu keşfedilmemiş müşteri olmayanlar grubu endüstrideki oyuncular tarafından genellikle hedeflenmemiş veya potansiyel müşteri olarak düşünülmemiştir. Bunun nedeni, onların ihtiyaçlarının ve onlarla bağlantılı iş fırsatlarının bir şekilde sürekli diğer pazarlara aitmiş gibi farz edilmiş olmasıdır.

Üçüncü katmandaki müşteri olmayanların kaç tanesini elinden kaçırmakta olduğunu bilseydi, birçok şirket çılgına dönerdi. Diş beyazlatmanın, ağız bakımı tüketim ürünleri sunan şirketler tarafından değil, sadece diş hekimleri tarafından sağlanan bir hizmet olduğu konusunda uzun süredir devam eden varsayımı bir düşünün. Sonuç olarak, ağız bakım ürünleri üreten şirketler yakın tarihlere kadar müşteri olmayanların bu ihtiyaçlarını dikkate almadılar. Bunu dikkate aldıkları zaman, yararlanılmayı bekleyen gizli kalmış bir talep okyanusuyla karşılaştılar; aynı zamanda da güvenli, yüksek kalitede, düşük maliyetli diş beyazlatma çözümleri sunma kapasitesine sahip olduklarını da gördüler ve pazar patladı. Bu keşfedilememiş potansiyel pazar sektörlerin çoğu için geçerlidir.

En Büyük Su Havzasını Elde Etmeye Çalış

Hangi müşteri olmayanlar katmanına odaklanacağınızı veya ne zaman odaklanacağınızı öneren değişmez bir kural yoktur. Belirli bir müşteri olmayanlar katmanının ortaya çıkarabileceği Mavi Okyanus fırsatlarının derecesi zamana ve endüstriye göre değişiklik gösterdiğinden, o anda en büyük su havzasını temsil eden katmana odaklanmalısınız. Ama aynı zamanda, müşteri olmayanların her üç katmanı arasında birbiriyle örtüşen ortak noktalar olup olmadığını da araştırmalısınız. Bu şekilde, ortaya çıkarabileceğiniz gizli kalmış talebin kapsamını genişletebilirsiniz. Durum böyle olduğunda, belirli bir katmana odaklanmak yerine, katmanların geneline bakmalısınız. Burada, kural en büyük su havzasını elde etmeye çalışmaktır.

Birçok şirketin doğal stratejik gelişme yönü mevcut müşterileri elinde tutup daha fazla bölümlere ayrılma fırsatlarını aramaktır. Bu, özellikle rekabet baskısı karşısında doğrudur. Bu yol, odaklanmış rekabet avantajı kazanmak ve mevcut Pazar alanı payını artırmak için güzel bir yol olabilmesine karşın, bunun pazarı genişleten ve yeni talep oluşturan Mavi Okyanus yaratma olasılığı yoktur. Burada önemli olan nokta, mevcut müşteriler veya bölümleme üstünde odaklanmanın yanlış olduğunu iddia etmek yerine, bu olduğu gibi kabul edilen, mevcut stratejik yönelimlere meydan okumaktır.

Önerimiz şudur: Mavi Okyanusunuzun ölçeğini en üst seviyeye çıkarmak için ilkönce yapmanız gereken şey, gelecekle ilgili stratejileri formüle ederken mevcut talebin ötesine geçerek müşteri olmayanlara ve segmentasyonu kaldıran fırsatlara ulaşmanızdır.

Eğer böyle fırsatlar bulamazsanız, o zaman mevcut müşteriler arasındaki farklardan daha fazla yararlanmaya yönelmelisiniz. Ancak böyle bir stratejik hamlede bulunurken, bunun daha küçük bir alana inmekle sonuçlanabileceğinin farkında olmalısınız. Aynı zamanda, rakipleriniz bir değer yenileme hamlesiyle müşteri olmayanlar kitlesini etkilediği zaman, mevcut birçok müşterinizin kendilerine sunulan bu hızlı değer sıçramasından yararlanmak üzere farklılıklarını bir kenara bırakmaya istekli olabileceği için sizden uzaklaşabileceğinin de farkında olmalısınız.

Yaratmakta olduğunuz Mavi Okyanusu en geniş boyuta taşımak yeterli değildir. Herkesin kazanmasını sağlayan sürdürülebilir bir sonuç yaratmak için bu Mavi Okyanustan kazanç sağlamanız gerekir. Bundan sonraki bölüm, Mavi Okyanus teklifiniz için karlı büyümeyi yaratan ve devam ettiren uygulanabilir bir iş modelinin nasıl kurulacağını göstermektir.

Yazarlar: W.Chan Kim INSEAD’ da Boston Consulting Group D.Henderson Kürsüsünde Strateji ve Uluslararası Yönetim Profesörü.

Renee Mauborgne INSEAD’ ın Kıdemli Öğretim Üyesi ve Strateji ve Yönetim Profesörü

Okumaya Devam Et

Trendler

Copyright © 2024 Kobi Yatırım. Tüm Hakları Saklıdır.