Bağlantıda Kalın!

Sektör

Ücretler performansa göre belirleniyor, Kurumlar performans yönetimi sürecine yatırımı artırıyor

Kariyer.net’in insan kaynakları yönetimi hizmeti sunan web tabanlı kurumsal yazılımı KariyerPro, portföyünü genişletirken, şirketlerdeki İK dinamiklerinin de nabzını tutmayı sürdürüyor. Finans, perakende, üretim, hizmet gibi sektörlerde 40’a yakın firmaya hizmet veren KariyerPRO’nun modüler yapı içinde sunduğu hizmetlerde, en çok performans yönetimine olan talepte artış gözleniyor.

KariyerPRO’nun İK süreçlerini düzenleyen Organizasyon Yönetimi, Başvuru Seçme Yerleştirme Entegrasyonu, Sicil Yönetimi, Eğitim Yönetimi, İzin Yönetimi, Performans Yönetimi, Bordro Yönetimi, Kariyer ve Gelişim Yönetimi ve Self Servis yönetimi gibi modülleri bulunuyor.

Performansa göre ücret krizden bu yana gündemde

Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, krizden bu yana kurumların performans yönetimine giderek daha fazla odaklandıklarını belirtiyor: “Günümüz iş dünyasında ücret, prim ve yan haklarla birlikte kişiye özel paketler olarak şekillenme yolunda ilerliyor. Krizin ücretler üzerinde en önemli etkilerinden biri, prim ve yan hakların ön plana çıkması oldu. Şirketler, ellerindeki bütçeyi en iyi çalışan için kullanabilmek adına performans sistemleri kurdu, mevcut sistemlerini revize etti. İyi performans gösteren çalışanlar, prim ve yan haklarla ödüllendirildi. Ücret, yan haklarla birlikte değişken bir paket haline geldi. Performansa dayalı ücretlendirmenin önemi sürekli arttıkça, firmalar da bu süreci daha verimli gerçekleştirebilmek adına kurumsal yazılımları tercih etmeye başlıyor. KariyerPRO’nun performans yönetimi modülüne olan talepteki artışı, bu şekilde açıklıyoruz.”

Performans 360 derece ölçülüyor, çalışan da yöneticisini değerlendiriyor

Azoz, çalışanın sadece yöneticisi tarafından değil, çalışma arkadaşları tarafından da değerlendirildiği ”360 derece değerlendirme” adı verilen sistemin giderek yaygınlaştığının altını çiziyor: “Geleneksel performans görüşmelerinde çalışan yöneticisiyle birlikte bir görüşme yapıyor. Birlikte gerçekleşen ve gerçekleşmeyen hedeflerin, çalışanın güçlü ve zayıf yanlarının üzerinden gidiliyor. Bu, aslında tek taraflı bir değerlendirme. 360 derece performans değerlendirmede ise çalışanla ilgili sadece yöneticisinin değil çalışma arkadaşlarının da görüşleri alınıyor. Aynı şekilde yöneticiler de kendilerine bağlı olan çalışanlar tarafından değerlendiriliyor. Böylece daha kapsamlı ve adil bir değerlendirme gerçekleşiyor. ”

İK SÜREÇLERİ KAYIT ALTINA ALINIYOR

Yusuf Azoz, Kariyer.net ile entegre olarak çalışabilen web tabanlı KariyerPRO hizmetinin, sadece süreçleri kayıt altına almakla bile İK’nın birçok ihtiyacına pratik çözümler sunduğunu belirtiyor. 

Kariyer.net entegrasyonu işe alım sürecini hızlandırıyor

KariyerPRO ile firmalar, Kariyer.net veritabanında özgeçmişi bulunan adaylardan birini işe almak istediğinde, aday hakkındaki bilgileri otomatik olarak KariyerPro Sicil Kartına aktarabiliyor. Kariyer.net entegrasyonu sayesinde işe alım süreçleri kolaylaşıyor. Yöneticiler, hedef, yetkinlik ve sorumluluk bazlı performans değerlendirmelerini KariyerPro uygulaması üzerinden yapabiliyor. Yine kendilerine gelen izin ve eğitim taleplerini görebiliyor ve onay verebiliyor. 

Çalışanlar bordro sorgulayabiliyor; performanslarını değerlendiriyor

KariyerPro uygulamasını kullanan çalışanlar, online ortamda eğitim talebinde bulunabiliyor veya izin ve performans bilgilerini görebiliyor. Ayrıca bordro bilgilerini sorgulayabildikleri gibi, performans değerlendirme, online eğitim anketleri ve sınavlara katılabiliyor. Firmaların İK departmanları tek bir sicil kartı üzerinden çalışanların özlük, izin, eğitim, performans, bordro bilgilerine çok kısa sürede ulaşabiliyor. 

Kişiye özel detaylı rapor

Kurumların insan kaynakları süreçlerini en verimli şekilde yönetebilmesi için gerekli araçları sunan KariyerPro, ayrıca esnek raporlama özellikleri sayesinde kişiye özel detaylı raporlar hazırlayabiliyor. Bunun yanı sıra insan Kaynakları departmanlarının verimliliğin arttırılması, ölçülebilir ve raporlanabilir hale gelmesi de büyük bir avantaj sağlıyor.

Okumaya Devam Et

Manşet

Türk hava sahasında verilen meteorolojik hizmetlere ilişkin yönetmelik Resmi Gazete’de

Türk hava sahası içerisinde verilen sivil havacılık meteorolojisi hizmetlerine ilişkin usul ve esaslar belirlendi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce (SHGM), vatandaşların uçuş güvenliğinin sağlanabilmesi için havacılık meteorolojisi hizmetlerinin ulusal ve uluslararası mevzuatlara göre 7/24 esasında yürütülmesi amacıyla hazırlanan “Hava Seyrüsefer Alanında Verilen Meteorolojik Hizmetler Hakkında Yönetmelik (SHY-MET)” çalışmaları sonuçlandı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından imzalanan Yönetmelik, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, meteorolojik bakımdan uçuş emniyeti ve güvenliğinin sağlanması ile Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) nezdindeki sivil havacılık meteorolojisi hizmetlerinin eksiksiz yürütülmesi için gerekli usul ve esaslar belirlendi.

Yönetmelik uyarınca sivil havacılık sektörünün ihtiyaç duyduğu meteorolojik hizmetler, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütünün kural, tavsiye ve standartları çerçevesinde yürütülecek.

Yönetmelikle sivil havacılık meteorolojisi hizmetlerinde görev alan personelin nitelik, yetkinlik ve yeterlilikleri ile ilgili konularda da düzenlemeye gidildi. Bu kapsamda, havalimanlarında çalışan personelin yetkinliğinin ulusal ve uluslararası standartlarda olması sağlanacak.

Havalimanlarında verilen meteorolojik hizmetler de yapılan düzenlemeyle tanımlanmış oldu. Yönetmelikle ayrıca sivil havacılığa hizmet veren Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, SHGM ve MGM arasındaki koordinasyon ve işbirliği belirli standartlara bağlandı. Böylece söz konusu kurumlar arasındaki faaliyet ve işbirlikleri daha anlaşılır ve hızlı yürütülecek.

Okumaya Devam Et

Sektör

Ogemar’ın ürettiği yelkenler Durak Tekstil iplikleriyle denizlere açılıyor

QSails markası ile denizcilik dünyasında öne çıkan Ogemar Yelkencilik ve Yatçılık firması, ürettiği tüm yelkenlerde uzun yıllardır Durak Tekstil ipliklerini güvenle kullanıyor. Özellikle dayanıklılığı, uzun ömrü ve kolay işlenebilirliği nedeniyle Durak Tekstil Durabond ipliklerini tercih eden marka, küresel çaptaki müşterileri için yüksek kaliteli yelkenler üretiyor.

Ogemar’ın kurucusu Tahsin Öge, 35 yıl önce İzmir’de ilk çalışmalara başladıklarını söyleyerek, faaliyette bulundukları denizcilik sektörünün ve yelkenciliğin ülkemizde çok kısıtlı kaldığını dile getirdi. Öge; “Hobi veya sportif faaliyet olarak görülen bir alan için ürün üretiyoruz. Olimpik sınıftaki teknelerden yarış teknelerine kadar oldukça büyük bir alandan söz ediyoruz. Denizcilik ve özelde yelkenli endüstrisi Türkiye nüfusunda çok kısıtlı bir alana ulaşmakla birlikte, küresel pazarda ciddi bir büyüklüğe sahip. 35 yıl gibi uzun bir sürede yüksek kalitemiz ve güvenilirliğimiz ile endüstride kendimizi kabul ettirdik. Geldiğimiz son noktada bütün dünyanın çeşitli ülkelerinde ihtiyaca göre, değişik tiplerde yelken üretiyoruz. Kısacası dünyanın masmavi sularında yüzen yüzbinlerce yelkenli Ogemar sayesinde rüzgarla dolup ilerliyor” dedi.

2012 yılından bu yana Genel Müdür Emrah Öge yönetimindeki bir Türk şirketi olarak uluslararası pazarda rekabet ettiklerinin altını çizen Öge, hem kendi QSails markaları için hem de sektördeki başka üreticiler için yelken ürettiklerini açıkladı. QSails markası ile dünyanın en üst düzey yelken taleplerini karşıladıklarını belirten Öge, yıllık 2700 m2 civarında yelken üretme kapasitesine sahip olduklarını ifade etti. Öne çıkan İsveç, Finlandiya ve Hollanda pazarlarının yanı sıra Yeni Zelanda’da da yelkenli tekne firmaları için üretim yaptıklarını anlatan Öge, Amerika ve Kanada pazarlarına da yakın dönemde girdiklerini ifade etti. Öge bu pazarların yanı sıra dünyanın neresinde olursa olsun yat sahibi tekil müşterilerden de özel siparişler aldıklarını sözlerine ekledi.

Yelkenler için asıl tehlike güneşin UV ışınları ve esneme

‘Denizin şakası yoktur, hata kabul etmez’ diyen Tahsin Öge, yelken üretiminde kendilerine duyulan güvenin vazgeçemeyecekleri tek unsur olduğunu söyledi. Bu nedenle üretimin bütün aşamalarında gerekli kalite ve güvenlik kriterlerine özen gösterdiklerinin altını çizen Öge, yelken kumaşı ve dikiş ipliğinin iki temel malzeme olduğunu belirtti. Öge sözlerini şöyle sürdürdü; “Yelkenlerin en büyük sorunu herkesin düşündüğü gibi tuzlu deniz suyu değil, güneştir. UV ışınlar yelkenlerin çok hızla deforme olmasına yol açar. Ayrıca yelkenin yırtılması değil esnemesi ölmesine yani kullanılamaz hale gelmesine yol açar. Bu kriterleri karşılamak ve dayanıklı yelken üretimi için özel bir kaplama uygulanan polyester kumaş kullanılır. Bu kumaş kesilerek yelken formunda dikilirken de aynı özelliklerde ipliğe ihtiyaç vardır. Güneşten gelen UV ışınlara karşı dayanıklı polyester bazlı iplikler kullanılmalıdır. Dikişten kaynaklı herhangi bir riskin yaşanmaması için kumaştaki bütün standartlar dikiş ipliğinde de talep ediliyor. Durak Tekstil’den aldığımız iplikler kesinlikle bu kriterleri karşılıyor.”

Talep ettikleri iplikler için Durak Tekstil’in kendileriyle ilk günden itibaren yakın bir çalışma yürüttüğünü açıklayan Öge, bugün itibariyle dikişte yüksek teknik özelliklere sahip Durabond P 20 – 30 F UV WR ipliğini kullandıklarını, ayrıca Polysoft 30 UV ve Vardola 1,2 mm W dikiş ipliklerini de aldıklarını söyledi. Öge; “Yelken için ipliklerin özel terbiye işlemlerinden ve belli bir oranda mumlamadan (waxed) geçerek üretilmesi gerekiyor. Çünkü yelken üretiminde kullandığımız dikiş makineleri ve onun mekanik aksamı ipliğin kaymasını gerektiriyor. Aksi takdirde iplik yanıyor ve bunu o aşamada fark etmezseniz dikilmiş üründe başarısız bir sonuçla karşılaşabiliyorsunuz. Dikişinden yırtılan veya açılan yelken size duyulan güveni yok eder ve sonuç olarak müşteri kaybedersiniz. Daha önce yabancı iplik üreticilerinden tedarik ettiğimiz ürünlerin artık yerli olarak üretilebildiğini gördük ve tam bir güven duyduk. Bu nedenle üretimimizin tamamında sadece Durak Tekstil iplikleri kullanmaya başladık” diye konuştu.

Müşterilerine ürünlerinin güvenirliğini ispat etmek için hem kumaş üreticisi firmadan hem de iplikleri tedarik ettikleri Durak Tekstil’den gerekli sertifika ve belgeleri aldıklarını açıklayan Öge, müşterileri talep ettiğinde bu ürünlere dönük uluslararası test sonuçlarını da sunabildiklerini belirtti. Durak Tekstil’den polyester bazlı iplikler aldıklarını yineleyen Öge, bu ipliklerin talep ettikleri dayanıklılık ve kalite standartlarını tam olarak karşıladığını vurguladı.

UV yıkıma karşı Durabond ipliği üstün performans sağlıyor

Durak Tekstil’in %100 sonsuz elyaf polyesterden ürettiği Durabond P UV dikiş ipliği, UV ışınlarının sebep olduğu iplik mukavemetindeki azalma, aşınma direncinde azalma, rengi solması gibi etkilere karşı üstün bir performans gösteriyor. UV yıkımı olarak isimlendirilen bu etkiyi minimuma indiren Durabond P UV, işlenmesi zor tekstil yüzeylerde mükemmel dikiş uygulamalarına imkan tanıyor. Durabond kullanıcıları UV dayanıklılığının yanı sıra, sürtünme ve aşınmaya karşı dayanıklılık, yüksek hızlarda çalışma olanağı, doğru dikiş gerginliğinde su geçirmezlik, maksimum çalışma performansı ve verimliliği, özel yağlaması sayesinde iğneden kolay geçme ve dikiş makinesinde rahat çalışma gibi avantajları da elde ediyor. Bu iplikler teknik üstünlükleri sayesinde yelken ve gemi endüstrisinin yanı sıra, dış mekan tekstillerinde, çadır ve brandalarda, otomotiv ve mobilya dikişlerinde de büyük bir güvenle kullanılabiliyor.

Durabond’un özel formüllü su önleyici kaplamalı versiyonu Durabond P WR, dikişlerde suyun iğne deliğinden taşınmasına karşı dayanıklılık gösteriyor. Bu iplik özellikle deri ürünler, koruyucu ayakkabılar, yürüyüş ayakkabıları, emniyet ayakkabıları, mobilya, yağmurluk ve mont gibi koruyucu giysilerde tercih ediliyor.

Firmanın yelken üretiminde kullandığı bir başka dikiş ipliği Durak Vardola ise normal dikiş ipliklerinin aksine büküm değil örgü yöntemi ile üretiliyor. Bu nedenle etkileyici görünümler sağlayan Vardola, genel olarak dekoratif efektler yaratmak için kullanılıyor.

Ogemar yelken üretimindeki nakış uygulamaları için Durak Polysoft 30 UV nakış ipliğini kullanıyor. Üstün performanslı bu iplik, klor gibi kimyasal etkilere ve güneş ışığı gibi dış hava koşullarına karşı da gelişmiş bir mukavemete sahiptir. Polysoft UV ipliği özellikle açık alan uygulamalarında; çadır, branda, tente, yelken vb. alanlara hitap ediyor.

Durak Tekstil ile ortak sinerji güç yaratıyor

Durak Tekstil ile yürüttükleri iş birliğinden çok memnun olduklarını söyleyen Tahsin Öge, her iki firmanın da müşteri memnuniyeti odaklı olarak çalışmasının ortak bir sinerji yarattığını belirtti. Firmanın, taleplerine oldukça duyarlı bir yaklaşım sergilediğini anlatan Öge, aldıkları servisin hızından da memnun kaldıklarını belirtti. Önümüzdeki dönemde pazarda ciddi bir canlanma beklediklerini söyleyen Öge, bu süreçte Durak Tekstil ipliklerinin kendilerine güç ve güven vermeye devam edeceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Sektör

Çin’den gelen iyi haberler doğal taş ihracatçılarını sevindirdi

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğal taş ihracatında Çin pazarının çok önemli olduğunu ifade etti. 

 

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası Çin’de üretimin normale döndüğüne dair duyumlar aldıklarını belirten Kaya, şöyle konuştu:

 

\”Çin’de fabrikaların yüzde 80-90’ında üretimin başladığını duyduk. Özellikle salgının başladığı Wuhan dışında hayatın normale döndüğü belirtiliyor. Kovid-19 nedeniyle durma noktasına gelen Çin’e ihracatın haziran-temmuzda başlayabileceğini tahmin ediyoruz. Şu anda doğal taş ithalatına yönelik bir aksiyon henüz görülmüyor, bu normal bir durum çünkü Çin’de yaklaşık 3 aydır kilitlenen bir sistem var. Çin bizden aldığı ürünlerin yüzde 95’ini iç pazarda kullanıyor. Önce kendi ellerindeki stokları bitireceklerdir. Sonra bizden ürün almaya başlayacaklardır.\”

 

Sektörün Avrupa’da da sorun yaşandığını dile getiren Kaya, bu dönemde ABD’den de siparişlerin iptal edildiğini söyledi.

 

Bu süreçten en çok etkilenen sektörün doğal taş sektörü olduğunu söyleyen Kaya, \”İnşallah en kısa sürede atlatırız. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile telekonferansla görüşme yaptık. Kendilerine yaşanan sıkıntıları ve taleplerimizi ilettik. Sayın Bakanımız bizlerle çok yakından ilgilendi. Bakanlık ve hükümet olarak neler yapıldığını ve yapacaklarını aktardı. Sektöre çok ciddi bir motivasyon oldu. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.\” ifadelerini kullandı.

 

Çin’e ihracat yüzde 22 düştü

Türkiye’nin doğal taş ihracatı yılın ilk 3 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yatay seyrederek 376 milyon dolarda kaldı.

 

Bu dönemde Çin’e yapılan doğal taş ihracatı ise yaklaşık yüzde 22 geriledi ve 120 milyon dolardan 94 milyon dolara geriledi.

Okumaya Devam Et

Trendler

Copyright © 2024 Kobi Yatırım. Tüm Hakları Saklıdır.