Bağlantıda Kalın!

Yaşam

Ofis Aydınlatması

Aydınlatma tekniği, bu açıdan sadece göz sağlığı için değil ruhsal denge ve huzur için de düşünülmesi gereken bir kavram.

Ofis Genel Aydınlatma Sistemleri

Genelde aydınlatma ve ışıklandırma sistemlerinde dekoratif unsurlar dikkate alınır. Oysa sağlıklı bir ofis aydınlatması, dekoratif kaygılardan önce, modern ofis kurulumu sistemlerine uygun işlevsel yapıda olmalıdır.

Ofislerde ışığın homojen (belirli alanlara yoğunlaşmayan, eşit alan yayılımı olan) dağılımının sağlanması çok önemlidir. Örneğin aydınlatma uzmanlarının bu konudaki teknik önerilerinden biri, genel aydınlatma ortamının, çalışma yüzeyinin (örneğin bilgisayar monitörünün) parlaklığı ile bakılan nesnenin parlaklığının en az üçte biri oranında olmasına özen gösterilmesi.

Ayrıca işyeri ortamlarında genel ışıklandırma veren sistemlerin kullanılması da bir başka önerilen nokta. Genel aydınlatmanın yetmediği ya da farklı lokal ışıklandırma sistemleri ihtiyacı olan alanlarda ise halojen lambalar ve spot ışıklandırma gibi noktasal ve direkt ışık veren çözümlerin uygulanması ideal olarak kabul edilmekte. Yalnız bunda da aşırıya gidilmemesi, sadece özel vurgulama ve çalışma yapılan lokal alanlarda kullanılması öneriliyor.

Genel aydınlatma açısından ise çoklukla floresan, özellikle de kompakt floresanlı armatürlerin tercih edilmesi tavsiye ediliyor.

Temel olarak en sağlıklı aydınlatma gün ışığından elde ediliyor elbette. Gerçek ışık kaynağımız olan güneşten ofis ortamlarında mümkün olduğunca istifade etmek gerekiyor. Ofis kurulumu aşamasında güneşli ortamların değerlendirilmesi bu anlamda çok önemli. Özellikle iş hacminin yoğun olduğu kış aylarında, kısa ve kapalı, yağmurlu günler nedeniyle kısıtlı güneş ışığı alma olanağı bir handikap. Ofis içi yerleşim ve çalışma odalarının güneş alma konumlarına göre düzenlenmesi önemli bir şart. Bunu maksimum ölçüde sağlayacak cam sistemleri ve panjur donanımlarının seçimi de önemli. Personelin yoğun olarak bulunduğu lokal bölgelerdeki ofis içi düzenlemenin (örneğin masa düzeni), tüm ofis yerleşiminde en çok güneş alan cephelerde kurulması bu anlamda sağlıklı bir önlem olacaktır. En azından güneş ışığı sadece doğal bir aydınlatma sağlamakla kalmayacak, huzurlu ve sıcak bir ofis atmosferini daimi kılacaktır.

Çalışma masası aydınlatması

Çalışma birimlerinde özelikle masa başı çalışmada genelde kabul edilen yaklaşım, gün ışığının soldan alınması olarak önerilmesidir. Şayet gün ışığı yoksa ya da bir başka ışık kaynağına ihtiyaç duyuracak ölçüde yetersizse (Ve de gece çalışması da yapılıyorsa) yine soldan aydınlatma yapılması uygun olmaktadır. Bu, küçük bir denemeyle de anlaşılabilir. Herhangi bir masada kitap okur ya da bilgisayarda bir çalışma yaparken, oturma konumumuzu değiştirerek bunu görebiliriz. Işık kaynağını sola aldığımızda daha rahat bir görüş ve netlik ortaya çıkar. Işık kaynağı sağda olduğunda ise gözde bir zorlanma, görüş netliğinde bir parça düşüş olabilmektedir. Bu, beynin görme anatomisi ile ilgili bir konudur. Benzer şekilde kaynağın önde ve arkada olması halinde de göz zorlanması, parlama ve netlik kaybı ortaya çıkmaktadır.

Bununla birlikte ofis ve masa aydınlatması için farklı çözümlere başvuruluyorsa (örneğin tavan aydınlatması gibi) parıltı oranı düşük, ışıklı tavan çözümleri uygulanabilir. Uzmanlar bu konuda yine prizmatik kapaklı büyük yüzeyli armatürler ve petekli, aynalı, reflektörlü armatürlerin tercih edilmesini öneriyorlar.

Ön kısmı camlı ve reflektörlü armatörler yanında, ışık kaynağının parlama veya kamaşma yaratmaması için görme hizasında daha içe çekilmiş ve kamaşmayı ortadan kaldıran özel ışık kırıcılı armatürler kullanılması da öneriler arasında.

Tabi bir de bilgisayar unsuru da var. Birçok ofiste bilgisayar kurulumu olduğuna göre, sağlıklı olmayan bir aydınlatma sistemi yüzünden, gözlerin odaklandığı monitör ekranlarından yansıyan ışık ve yansımalar, sadece parlama ve kamaşma değil, göz sağlığını olumsuz etkileyen durumlar yaratmaktadır. Bunu önlemenin yolu da doğru aydınlatma armatürleri kullanmak, bu armatürleri ofis içine uygun yerleşimini sağlamaktan geçiyor. Uygun bir önlem daha ise, parlama ve kamaşmayı en aza indiren düz ekran flat monitör sistemlerini tercih etme ve özellikle göz sağlığını koruyan sıvı ekranlı LCD monitör (Ya da ışığı emen filtreli monitörler) çözümleri olarak söyleyebiliriz.

Okumaya Devam Et

Yaşam

Hibe Desteğiyle Kurulan İşletmelerin Sayısı Artıyor!

Ülkemizin dört bir yanında muhteşem bir yapılanma ile çiftçi veya girişimci demeden müthiş destekler dağıtmaya devam eden kurumlardan bir büyüğü de şüphesiz Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu. İsmi her ne kadar da kırsal alanda ki kalkınmayı işaret ediyor olsa da bu kurum aracılığıyla destek alan bir girişimcimizin sektörü duyanları şaşırttı.

Yarı yarıya hibe desteği

Şanlıurfa’da ki girişimci, şehrin ilk dondurma fabrikasını kurmak için kuruma müracaat etti. Projesi onaylanan yatırımcı devletten tam olarak %50 hibe desteği hak etti. 

Öyle sanılıyor ki Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu sadece tarım ve hayvancılığa destek veriyor… Hayır, sadece bu alanlara değil. Fabrika kurulumuna, enerjiye, seracılığa, arıcılığa, balıkçılığa ve saymakla bitiremeyeceğimiz daha birçok alana destek sağlıyor. Şanlıurfa’ da kurulan bu dondurma fabrikası, kurumun sadece tarım ve hayvancılığa destek vermediğinin büyük bir göstergesi oldu.

 10 ton süt işleniyor

Kurumun Şanlıurfa İl Koordinatörü Dr. Sadık Yetim Avrupa Birliği standartlarına uygun şekilde tasarlanan fabrikanın 10 ton süt işleme kapasitesine sahip olduğunu, doğrudan ve dolaylı olmak üzere tam 136 kişiye iş imkânı oluşturduğunu belirtti. Şanlıurfa’nın ilk dondurma fabrikası böylelikle bir devlet kurumunun hibe desteği ile hayata geçmiş oldu.

Kurumlar, iş kurmak isteyenlere destek vermek için hazır!

Geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında hibe destek bilinci artık girişimcilerde oluşmuş durumdadır. Sektöre girdiğinden bu yana yıllardır sağladığı bilgilendirme ve proje yazım hizmetleri ile bu bilincin oluşmasında Kobi-Line‘ın da çok büyük bir rolü var.

Bir fikriniz var ve nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız, hibe analizi ile yolunuzu aydınlatmayı öneririz. 

Unutmayın! Desteği şanslı olan değil, süreci iyi bilen kazanır.

Okumaya Devam Et

Yaşam

Ofiste Ergonomi

Ergonomi sözcüğü Yunanca ‘ergon=iş’ ve ‘nomos=kanun’ anlamına gelen sözcüklerin birleşiminden olmuştur. İş kanunu anlamını taşır.

Günümüzde ergonomi kavramı yapılan iş ve insanın çalışma gücünün maximum düzeyde dengelenmesi ve bir yandan çalışanın sağlığını korurken, bir yandan da verimliliğin artmasını da içermektedir.

İş ortamının insan anatomisine uygun hale getirilmesi birçok farklı disiplinin bir arada çalışmasının ürünüdür.

Günümüzün büyük bir kısmını çalışarak geçiriyoruz. Sektörler çok farklı da olsa çalışanların büyük bir çoğunluğunun ofis personeli olduğunu görüyoruz. Ofis personeli çalışma saatlerinin hemen hemen tamamını masa başında geçiriyor.

Ofislerde en sık karşılaşılan problemler; aydınlatma, gürültü ve çalışma gruplarının yanlış dizaynı olarak karşımıza çıkıyor. Yaşanan sağlık sorunları da bu problemlerin doğal sonucu olarak karşılanıyor.

Ofis ortamındaki ışığın yetersiz olması ya da dekoratif amaçlı yapılan parlak ışıklar, pencere önüne konan bilgisayar ekranları; göz yorgunluğuna, bir takım alerjik reaksiyonlara , görme bozukluklarına , baş ağrılarına neden olabiliyor. Profesyonel bir aydınlatma, doğru yerleştirilmiş ve kamaşmayı önleyen bir bilgisayar ekranı, 30 dakikada bir verilen gözleri dinlendirme molaları ile bu sorunları engellemek mümkün. Bilgisayar kullanıcılarının periyodik olarak göz muayenelerinden geçmeleri ve göz yorgunluğunu azaltmak için bir çalışma gözlüğü kullanmaları da öneriler arasında…

Ofis ortamının bir başka ve önemli sorunu da gürültü. Özellikle açık ofis sistemlerinde ofisin içinde yer alan  faks, fotokopi cihazları, yazıcılar, çay-kahve makinaları , telefon sesleri, insan sesleri bir araya geldiğinde rahatsız edici bir gürültü oluşturabiliyor. Gürültü çalışanın konsantrasyonunu ve verimliliğini düşürürken, yarattığı gerilim nedeni ile de kas ve eklem ağrılarına, baş ağrılarına neden olabiliyor. Bu nedenle mümkün olduğu kadar açık ofis sisteminden kaçınılması öneriliyor. Açık ofis sistemi bir zorunluluksa; ofis tasarımında bazı detaylara dikkat etmek gerekiyor. Öncelikli olarak gürültü kaynağı cihazların çalışma ortamı dışında bir kapalı odaya yerleştirilmesi gerekiyor. Yeni ofis tasarımlarında fax-fotokopi odaları ve çay-kahve odalarını sıklıkla görüyoruz. Bunların yanı sıra ofis dizaynında kullanılacak ses yutucu malzemelerle gürültüyü minimize etmek mümkün. Zeminde kullanılacak yumuşak zemin kaplamaları, akustik özellikli tavan ve duvar kaplamaları, alçak bölme panellerin kumaş kaplanması öneriler arasında…

Aydınlatma ve gürültü kadar önemli bir başka konuda çalışma gruplarının dizaynı. Uygunsuz bir çalışma düzeni kaslarda ve iskelet sisteminde bir takım rahatsızlıklara neden olabiliyor. Uygun ofis tasarımında en önemli unsur kuşkusuz  çalışma koltuğu. Çalışma koltuğunun tekerlekli, yüksekliği ayarlanabilir olması şart. Ayrıca sırtınızı kavraması ve dik duruşunuzu desteklemesi gerekiyor. Gelişmiş tasarımlarda vücut hareketine uyumlu sırt ve oturak mekanizmaları, bel destek ayarı, sırt sertlik ayarı, kol yükseklik ve açı ayarı gibi bir takım özellikler görüyoruz. Aslında bu tür koltuklar tüm çalışanların ihtiyacı. Ancak yatırım bütçeleri ve bakış açıları nedeni ile bir çok kurumsal firmanın dahi bu tür bir koltuğu Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcıları gibi üst düzey personel için tercih ettiğini; diğer personel için ise tekerlekli ve yükselip alçalma dışında bir mekanizması olmayan basit bir çalışma koltuğu seçtiğini görüyoruz. Bu yanlış seçimler kas ve iskelet sistemi ile ilgili bir çok soruna neden oluyor. Çok şık döşenmiş ofislerde personel koltuklarında küçük minderler, boyun yastıkları görmek mümkün. Çalışanlar koltuklarıyla ilgili sorunlara bu şekilde çözüm getiriyor.

Tasarımda dikkat edilmesi gereken bir başka konu da çalışma masanızın yerleşimi. Bilgisayar ekranının tam karşınızda olması ve ekran en üst seviyesinin göz seviyenizde olması gerekiyor. Dirseklerinizin altında destek olması ve direk masaya basmaması da önemli. Diğer ekipmanlar bilgisayar kullanırken kolayca erişebileceğiniz şekilde olmalı. Böylece telefona bakarken ya da zımbanızı alırken eğilip, bükülmek zorunda kalmazsınız. Kablolama da önemli bir konu. Cihazlarınızın kablolarının uygun şekilde gizlenmesi ve elinizle kolayca ulaşabileceğiniz yerde prizlerin olması gerekiyor. Ofis kazalarında kablolara takılıp düşme, cep telefonunu şarja takmak için eğilirken yaralanma sık görülenler arasında…

Sonuç olarak çalışan için yaratılan profesyonel  çözümlü ortamlar; işverene maksimum verim olarak geri dönüyor.

Okumaya Devam Et

Yaşam

Altın Taht Krallık Ülkesi Gana

Gana Batı Afrika’da bulunan, kelime anlamı olarak ”savaşçı kral” anlamına gelen bir ülkedir. Başkenti Accra’dır. Fildişi Sahili, Burkina Faso, Togo komşularıdır. 2011 yıllında ekonomik ilerlemede en çok başarı gösteren Afrika ülkesidir. Toplam nüfusu yaklaşık 24.000.000 dur. Resmi dil İngilizcedir. Tropikal bir iklime sahiptir. Altın, petrol, alüminyum rezervleri vardır. Rezervler; İngiliz ve Norveç firmalar ile ortaklıdır.
Gana ve Türk ticareti pek ilerleme kaydetmemiştir. Bunun en büyük nedeni ülke kültürel özelliklerini tanımamaktan, kötü hizmet anlayışımızdan kaynaklanabilir. Çünkü Ganalılar masada son derece başarılı iş adamlarıdır.
Toplantılarına İsa Hz dua ile başlarlar. Programlılar, not tutarlar, iş takiplerini son derece titiz yaparlar. Tabi genellerken, her ülkede iyi kötü iş adamı olduğunu hatırlatmak isterim. Araplara göre kıyaslama yapmak gerekirse, kişisel olarak Ganalı bir iş adamı çok daha hızlı karar verip, kendisine destek olunduğu takdirde işlerinizi ilerletir. (Aman sözümüz meclisten dışarı, çok saygı duyduğum Arap arkadaşlarım, doslarım var, örnek vermek istedim )
Ülkedeki en eski krallık olan Ashanti krallığı halen sürmekte olup, Kumasi bölgesinde yer alır. Ashanti Krallığı ticarete 15. Yüzyılda Portekizliler ile altın ticaretine başlayarak krallıklarını güçlendirmişlerdir.
Gana’da Türk konsolosluğu bulunmamaktadır. Ülkeye gidişte vize alınması gerekir. Türk Hava Yollarının direkt uçuşları vardır, ancak aynı zamanda Nijerya üzerinden de oraya gidebilirsiniz. Ya da eğer Batı Afrika’da pazar araştırmasını hedeflemişseniz kesinlikle Burkina Faso, Togo ve Fildişi Sahilini de iş gezinize ilave etmenizi tavsiye ederim. Bahsettiğim ülkelerin kültürleri birbirinden farklıdır. Ülkelerdeki iş yapış şekli, ödeme şekilleri de buna göre değişkendir. Ancak en önemlisi Nijerya ile yapılacak iş ortaklılarıdır. Çünkü Nijerya dünya sanal aleminde en yüksek dolandırıcılık ile Jamaika ‘dan sonra ikinci sırayı alır.
Gana ülkesi hakkında bilgi sahibi olduğumda yirmi yaşındaydım. İngiltere Londra ‘da üniversite eğitimimi devam ettirirken bir ev arkadaşına ihtiyacım vardı ve bana çok dindar bir kız olan Ana’yı tanıştırdılar. Beraber yaklaşık bir yıl yaşadık. Açıkça söyleyebilirim ki, herhalde hayatımda can, düşünce, kalp, vefa borcum olacağı yegâne dostlarımdan birisidir kendisi halen.
Gana’ya ilk ticaretimi pencere sistemleri ve cephe sistemleri yaparak başladım. O zamanlar bir şirketin İhracat Bölge Müdürüydüm. Ve dosyayı devir aldığımda, işin rutin sanki müşteri mecburmuş gibi sıkıcı bir hali vardı. Müşteri siparişini gönderiyor, sonrasında ödemesini bekliyor, üretimini yapıyor ve her zaman gecikmeli yüklenen ürünlerinin ihracatını yapıyorduk. Sonrasında Gana kültürüne hâkim olduğundan müşterim ile sohbetlerimizi geliştirmeye başladık. Neler yapabiliriz? Mevcut yıllık satışlarını nasıl ilerletiriz? Nelere yönelirsek daha iyi bir performans yaratırız? Tabi ki tarafımdan da gelen öncelikler dolayısı ve iyi bir iş takibi sonucunda ülkede Gana Cumhurbaşkanı konutundan, birçok devlet işlerinde birlikte başarılar ettik.
Gana’ya gitmek için plan üstüne yapıp, bir türlü gidemezken ki eski genel müdürüm para harcayacak diye ödü koparken, bir fırsat doğdu, başka bir şirkete Yönetici olarak çalışmaya başladım. Programı yaptım ve Gana yolculuğuna çıkacaktım artık. Son derece önemliydi bu gezi benim için, müşterim beni Ashanti Kralı ile tanıştıracaktı, sonuçta ömrümde hiç kral tanımamıştım. Yapmış olduğumuz projeleri görecektim. Yaklaşık her satışından kendisinden 400.000 USD peşin ödeme alırken, bir bakıma müşteri ile çok sıkı dostluklar kuruyorsunuz. Örneğin kızını defalarca evimde misafir ettik. Bundan çok memnun kalmakla beraber, halen daha en iyi arkadaşlarımdan biridir.
Gana’ya Nijerya üzerinden gitmeye karar verdim. Toplamda dokuz günlük bir geziydi. Oteli müşterimin kızı planladı. Bizi havaalanından da o karşılayacaktı. Göstermiş olduğum misafirperverliği tabi ki Dünyanın neresine gidersem gideyim daima geri alanlardanımdır. Bu yüzden de içim çok rahattı.
Uçaktan geç bir saate indik. Ama yollar, aydınlatma Tanzanya’ya göre daha iyiydi. Araba penceresini indirip bakına bakına gidebiliyordum. Bunu Tanzanya’da yapamazsınız. Son derece tehlikelidir. Sizi taciz ettikleri gibi çantanız vs. ne varsa camdan girip alabiliyorlar. Unutmamak gerekir, Afrika daha önce beyazlar tarafından sömürüldüğünden, biz beyazlara karşı ön yargılı olabilirler.
Gana’da yapılacakları sizlere kısaca söyle sıralayabiliriz:

İnşaat ürünleri gönderebilirsiniz ancak Pazar İngiliz, Kore, İtalyan, Alman ve Çinlilerin hakimiyetindedir. Hepsinin kendi depoları , satış elemanları olmakla beraber, Avrupa ülkesine nasıl hizmet veriyor ise burada da hizmet vermektedirler.
Mango, ananas, tropik meyveler konusunda, ticaret düşünebilirsiniz. Yine iş bağlantıları yukarıda saydığım ülkeler yoğunluktadır.
Altın rafinerisi ile iş yapabilirsiniz. Ancak rezervlerinin çoğu şu an doludur. İş birliği için kesinlikle Ashanti Krallığından ve devletten bağlantısı olması faydalı olacaktır.
Kakao ticaretini yapabilirsiniz. Son derece iyi kalite ürün üretiyorlar.
İnşaat projelerine yer altı drenaj sistemleri, plastik boru sistemleri de çok aranan ürün gruplarındandır.
Jeneratör de son derece önemli bir ürün grubudur.

Yukarıdaki kısa yazımda da belirdiğim gibi ülkenin insanını tanımak, bizim kültürümüzden çok faklı olduğunu kabullenip, \”ay Afrika’da fakir bir ülke, kim uğraşacak\” düşünce yapısını kenara atıp, riskleri bir tarafa bırakıp,  pazarda yavaş yavaş başarılı olma hedeflerini tavsiye ederiz.
Afrika Bölgesinden sorumlu arkadaşımızın kültür ile ilgili bilgili olması çok önemlidir. Fiziksel yapıları ve tenleri bizlerden farklı olduğunu kesinlikle karşı tarafa göstermemelisiniz. Irkçı yaklaşımdan hiç hoşlanmıyorlar. Hele hele Nigga türü yanlış İngilizce kullanmayınız. Uçaktan indiğinizde karşınıza çıkan memura kibar davranınız. Örneğin son yolculuğumda son derece kaba olan bir Türk vatandaşımız, sigarasızlığın verdiği sinirle, cebindeki doların etkisi ile memura karşı son derece kaba ve terbiyesizlik ettikten sonra, hepimizin gözleri önünde ilk uçakla geri gönderildi.
Ankara’da ve İstanbul’da bulunan Gana konsolosluğundan her türlü vize başvuruları ile ilgili evrakları yanınızda bulundururunuz. Kesinlikle ulu orta kapalı alanlarda ve bazen de dışarıda kafanıza göre sigara içmeyiniz.
Oteller konusunda doğru seçimler yapınız. Normal bir otel yaklaşık 250-400 USD arasıdır. Şehirlerarası yolculuklarınızı hava yolları ulaşımını tercih ediniz. Güney Amerikalı ve İngiliz pilotlar ülkede görev yapıyor. Son derece güvenli. 3-4 saat araba yolculukları; gece saatlerinde tehlikeli olabilir. Bazı yerlerde yol bile yok. Ama tabi benim gibi yerel dostlarınız varsa ve güveniyorsanız, bir problem yok demektir. Afrika’ya yolculuğa çıkmadan önce aşılarınızı olunuz. Malarya ülkede çok yaygındır. Tehlikeli ve ölümcül bir hastalıktır. Ülke de Hıristiyanlık dini çok yaygın olduğundan \”Selam-ın Aleyküm\” türünden yari İngilizce yari Türkçe konuşmamanızı öneririz.
Faydalı linkler:

http://www.hssgm.gov.tr/ Aşılarınız
http://www.ghanaistanbul.org/ Vizeniz
www.amelsghana.com Otelinizi buradan ayarlayabilirsiniz.
www.ghanaairports.com.gh Havalananı transport
www.gfzb.com Gana Serbest Bölge
www.e-wich.com Fuar Bilgileri
www.energymin.gov.gh Enerji Bakanlığı
www.ghanachamberofmines.org Madencilik Ticaret Odası

Bir ülkede yeni bir pazar kurmak zaman alır. Hiçbir zaman katıldığınız bir fuar ya da yapmış olduğunuz birkaç gezi sonrası ticaretin oluşmaması, satıştan sorumlu kişilerin suçu değildir. Ürününüzün de suçu değildir. Her pazarda, her fiyat, kalite için ürün yelpazeleri bulunur. Rekabet olmaz ise zaten, ekonomiler gelişmez. Zaman, sabır, iyi hizmet, lisanı iyi konuşabilmek, ürününüzü altın bir tepsi ile sunabilmek kabiliyet meselesidir. Çabalarınızın sonuçlarınızı en fazla iki yıl içerisinde almalısınız. Ama bana soracak olursanız, oraya yatırım yapmak en doğru karardır. Buradan da ürünlerin ihracatını sağlayabilirsiniz. Gana Batı Afrika’da konumundan dolayı size diğer komşu ülkelere de ticaretin yolu açacağından bunu düşünmenizi dileriz.
Evet artık yazımızın sonlarına geldik. Benim iş gezim nasıl geçti diye kesin merak ediyorsunuzdur. Pazarda çok değerli müşterilerim var. İrtibatlarımız devam ediyor. Yaklaşık on iki yıl sonra Londra’daki ev arkadaşımla Accra’da toplumun önümde gözyaşları içerisinde buluştuk. Ve inanın herkes şok, bizim sarılmamızı izliyordu.
Askanti Kralı Otumfuo Ose Tutu II Bey ile de tanışma fırsatım oldu. Son derece kültürlü, karizmatik ve en önemlisi dolu dolu bir yönetici. Ülkesinin ilerlemesinde en etkili isimlerden birisi kendisi. Gana’ya yerleşmeyi düşünenlerden olduğumu yazımın son cümlelerinde sizinle paylaşabilirim. Bu işin latifesi, ama fırsat doğarsa da yapabilirim. Bol Şanslar, her yolunuz açık, her pazarınız gönlünüzden güzellikleri, başarıları getirsin. Unutmayın yılmayacağız ve bizde Çin kadar olmasak da ihracatımızda rekorlara koşmayı başaracağız.

Okumaya Devam Et

Trendler

Copyright © 2024 Kobi Yatırım. Tüm Hakları Saklıdır.