Türkiye Elektrik İletim AŞ verilerine göre, saatlik bazda dün en yüksek elektrik tüketimi 40 bin 732 megavatsaatle 12.00’te, en düşük tüketim ise 28 bin 899 megavatsaatle 07.00’de gerçekleşti.

Günlük bazda dün 853 bin 890 megavatsaat elektrik üretildi, tüketim ise 860 bin 467 megavatsaat olarak kayıtlara geçti.

Üretimde ilk sırada yüzde 16,6 ile barajlı hidroelektrik santralleri yer aldı. Bunu, yüzde 15,9 ile ithal kömür santralleri ve yüzde 14,6 ile rüzgar santralleri izledi.

Türkiye, dün 5 bin 886 megavatsaat elektrik ihracatı, 12 bin 463 megavatsaat elektrik ithalatı yaptı.

Bakan Yanık, partisinin Toprakkale İlçe Başkanlığında yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle bir personel alma imkanlarının olduğunu söyledi.

AK Parti’nin Osmaniye milletvekili adayı Yanık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

\”Bakanlığımız taşra sosyal hizmet kuruluşlarına, meslek ve destek personeli alımına çıkıyoruz. 2 bin 431 personel alımı yapacağız. Aile sosyal destek personeli, avukat, büro personeli, sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimcisi, fizyoterapist, diyetisyen, hemşire, sağlık personeli, öğretmen gibi yine yurt yönetim personeli, tekniker, teknisyen ve koruma güvenlik görevlisi gibi personeller aramıza katılacaklar. Duyurusunu bakanlık sitemizden ve hesaplarımızdan ayrıca detaylarıyla yapacağız, 2 bin 431 arkadaşımız için Cumhurbaşkanlığı Kariyer Kapısı üzerinden önümüzdeki haftalarda duyuru ve tercih alımları olacak. Sadece KPSS puanına göre. Sayın Cumhurbaşkanımız seçim beyannamesi konuşmasında açıkladı biliyorsunuz. Artık mülakatlara son. Dolayısıyla KPSS puanına göre adaylarımızı, inşallah meslek personelimizi aramızda görmüş olacağız. Bu müjdeyi de buradan duyurmuş olayım.\”

Yanık, böylece bakanlık aracılığıyla 2 bin 431 kişiye daha istihdam sağlamış olacaklarını kaydetti.

\”AK Parti iktidarları döneminde, hem bölgede hem de ülkede ciddi dönüşüm, değişim ve yatırımlar oldu\”

Bakan Yanık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarları döneminde, hem bölgede hem de ülkede ciddi dönüşüm, değişim ve yatırım olduğunun görüldüğünü söyledi.

Türkiye’nin geldiği noktanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Yanık, \”Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 2002’den 2023’e kadar adım adım inşa ettiği Türkiye’de her bir başlık, kendine sınırsız bir özgürlükle yer buldu.\” ifadesini kullandı.

Yanık, geçmişte birçok engellemeye rağmen Erdoğan’ın siyasi iradesi ve milletin desteğiyle ülkenin her bir köşesine yatırım ulaştığını, çalışmaların bölgeler arasında eşit şekilde yapıldığını dile getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına değinen Yanık, \”Ana muhalefet genel başkanı, kendi etnik, mezhep kimliğiyle alakalı açıklama yapıyor. Efendim işte ‘Korkmayın çocuklar.’ falan… Sana bu korkusuzluğu sağlayan Recep Tayyip Erdoğan. Bu ülkede bütün kimliklerin hakkını teslim eden, kimin ne olduğunu korkusuzca açıklaması imkanı sağlayan AK Parti’nin siyasi iradesidir. Dolayısıyla nerden nereye geldiğimizi çok iyi görmemiz, millete de çok iyi anlatmamız lazım.\” değerlendirmesinde bulundu.
 

Yanık, Osmaniye’nin vatan söz konusu olduğunda koşan insanların toprağı olduğunu belirterek, \”Yeniden bu memlekette yeni fay hatları oluşturmaya çalışanlar, birtakım kimlikler üzerinden kımıldanmaya başlayanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Birlikle dirlikle 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bir ve beraber olduğu bir Türkiye’yi inşa etmenin kavgasını yürütüyoruz.\” diye konuştu.

Seçimlerin önemine işaret eden Yanık, şöyle devam etti:

\”Dolayısıyla 2023 seçimleri sadece bir seçim değil, bir siyasi iradenin başa geçmesi ya da geçmemesi, birilerinin milletvekili seçilmesi ya da seçilmemesi meselesi değil. 14 Mayıs seçimleri, Türkiye’nin geleceğinin ne olduğunun belirleneceği seçim. Bu kadar birbirinden farklı vesayet, güç odaklarının içeriden, dışarıdan, uluslararası sistemden herkesin bir araya geldiği ve adeta Türkiye’yi yeniden bir kurt kapanına kıstırmaya çalıştıkları bir süreçte seçime gidiyoruz. Mesele sadece Tayyip Erdoğan bir dönem daha Cumhurbaşkanı, Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma milletvekili olsun değil. Mesele geleceği nasıl inşa edeceğiz, bugüne kadar dişimizle tırnağımızla şehitlerin toprağa düşen kanlarıyla koruduğumuz memleketi bundan sonra nasıl inşa edeceğiz. Yeniden 1980’lerin, 1990’ların o karanlık dönemlerine dönecek mi yoksa bu millet şahlanıp o tarihten aldığı güçle birikimle Türkiye Yüzyılı’nı inşa ettiğinde dünyanın en güçlü, gözü kendisine dönen ülkelerinden biri mi olacak.\”

\”Önümüzdeki süreci Türkiye Yüzyılı’na dönüştüreceğiz\”

Yanık, kendi sözünü kendi söyleyen bir Türkiye’nin olduğunu ifade ederek, \”Bundan sonraki süreçte de bu millet kendi sözünü kendisi söylemek istiyorsa kendi sözünü kendi ciğerinden çıkararak, ihtiyacına, değerlerine göre söyleyecekse bunun yolu; bu milletin iradesinin tekrar sandıktan çıkmasından, siyasete yansımasından geçer.\” dedi.

Türkiye’nin eğitimden sağlığa, ulaşımdan güvenliğe, terörle mücadeleden savunma sanayisine kadar her alanda atılım yaptığının altını çizen Yanık, şunları kaydetti:

\”Bu tamamen siyasi iradenin, Cumhurbaşkanı’mızın, bugün itibarıyla Cumhur İttifakı’nın kararlılığı, daha önemlisi milletimizin desteği, Allah’ın yardımıyla oldu. Yine inşallah bu millet destek verir, teveccüh gösterirse daha kararlı, dikkatli bir biçimde önümüzdeki süreci Türkiye Yüzyılı’na dönüştüreceğiz. Türkiye Yüzyılı, tek başına bir söylem, laf olsun diye ortaya atılmış bir ifade değil, büyük bir iddia. Türkiye Yüzyılı, Türkiye’nin dünya sahnesine ‘Ben de varım’ diye çıkmasının adı.\”

Üst üste sadece Türkiye’nin değil, dünyanın zor zamanlar yaşadığına işaret eden Yanık, salgının dünyada çok ağır bir maliyetinin olduğundan örnekleriyle bahsetti.

Yanık, Türkiye’de ise hükümet olarak, millete afet ve acil durum hallerinin hiçbir faturasına yansıtmamak, ödetmemek gibi bir tutumlarının olduğunu vurgulayarak, \”Her bir kuruşunu kamu bütçesinden millete harcayan, milleti destekleyen bir hükümet var.\” dedi.

\”Yılmadan, yorulmadan çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz\”

Bakan Yanık, Kahramanmaraş merkezli depremlere değinerek, \”Dünyanın başka hiçbir yerinde olmamış bir afetten bahsediyoruz. Bir hafta sonra barınma hizmetini önemli ölçüde çözmüştük. Şimdi işte çadır kentler, konteyner kentler, kalıcı konutların temelleri atıldı ve bir senenin sonunda Allah nasip ederse milletimize, depremzede vatandaşlarımıza kalıcı konutlarını teslim etmeyi taahhüt ediyoruz. Eksik yok mudur? Vardır, gayet tabii. Bu kadar geniş alanda, bu kadar çok insanın etkilendiği, bu kadar can kaybının olduğu bir yerde, eksik olmaması mümkün mü? Ama canla başla devlet, millet el ele diyerek çalışmış, yaraları sarmaya çalışmış bir kamu otoritesi, siyasi irade ve bir millet var. O bölgenin insanı, deprem bölgesinin insanları vatandaşlarımız ne yapıldığını gayet iyi biliyorlar.\” diye konuştu.

Depremlerin ardından Osmaniye’den ağlayarak ayrıldığını dile getiren Yanık, \”Vatandaş bizi teselli etti. Yeni yeni çadırlar kuruluyor. Bir ihtiyacınız var mı? ‘Hamdolsun, canımız sağ, devletimiz yanımızda. Her şey karşılanıyor. Battaniyemiz geldi, yemeğimiz geldi, çorbamız geldi.’ Bu millet bu kadar güçlü, bu kadar da metin bir millet. Ne yapıldığını da gayet iyi biliyor. Arada efendim, kafa bulandıran, ‘şu yapılmıyor, bu yapılmıyor’ diye ahkam kesenler var. Ama onları da biliyor millet.\” ifadelerini kullandı.

Yanık, AK Parti’nin karnesinin 20 yıldır yaptıklarıyla dolu olduğunu kaydetti.

Türk milletini dünyanın en güçlü, en büyük, en zengin milletlerinden biri yapmak istediklerini belirten Yanık, \”Bu milleti tekrar dünyanın gözünün çevrildiği bir millet haline getirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bundan sonra da gerçekten durmadan, yılmadan, yorulmadan çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Bunun için milletimizin desteğine ihtiyacımız var, siyaset kurumu olarak. Bunun için milletimizin teveccühüne ihtiyacımız var. Bunun için milletimizin duasına ihtiyacımız var her şeyden önemlisi.\”

Yanık, yarın Ramazan Bayramı olduğunu hatırlatarak, \”Milletimiz için, vatanımız için, vatanımızın bütünlüğü, birliği, dirliği, beraberliği için huzuru, güvenliği için dua edelim.\” dedi.

Dünya Bankası’nın İlkbahar 2020 Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncelleme raporunda Türkiye’nin 2020’de yüzde 0,5, 2021 ve 2022 yıllarında ise yüzde 4 büyüme kaydedeceği öngörüsüne yer verildi.

Raporda, Türkiye’de enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 11, gelecek yılın sonunda yüzde 9, 2022 yılında ise yüzde 8,5 seviyesinde olmasının beklendiği belirtildi.

Dünya Bankası raporunda, Türkiye’de cari açığın GSYH’ye oranının 2020’de yüzde 2, 2021’de yüzde 3,2, 2022’de yüzde 3,4 olarak gerçekleşmesinin öngörüldüğü ifade edildi.

Türkiye’nin geçen yıl özel tüketimdeki ivmelenme ile pozitif bir büyüme kaydettiği ifade edilen raporda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının büyümede istikrarı ve hanehalkının gelir beklentilerini tehlikeye düşürdüğü öngörüldü.

Raporda, Kovid-19 salgınının kötüleşmesini ve devam eden jeopolitik gerilimleri Türk ekonomisi için büyük riskler olarak sıralanırken, düşük petrol fiyatlarının ülkenin ithalat faturasındaki düşüşü destekleyeceği belirtildi.

Bununla birlikte, Türk ekonomisinin büyümesinde önemli rol oynayan ihracat ve turizmin Kovid-19 salgını yüzünden şoklara karşı savunmasız kaldığının belirtildiği raporda, Türk hükümetinin risklerin bazılarını azaltmak için şirketlere kısa dönemli likidite sağlayan 21 Maddelik Ekonomik Tedbir Paketi açıkladığı belirtildi.

Kovid-19’un ekonomik etkileri ile ilgili projeksiyonlarda önemli belirsizlikler mevcutDünya Bankası’nın raporunda, sağlık sistemlerine yapılacak yatırımlara öncelik veren ve özellikle en kırılgan gruplar olmak üzere insanlar için güvenlik ağları sağlayan kararlı politika önlemlerinin bölgede Kovid-19 pandemisinin etkilerini azaltmada kritik önem taşıdığı kaydedildi.
Bölge ülkelerinin geçici işletme kredileri, vergi indirimleri veya vergi ödemelerindeki ertelemeler yoluyla özel sektörü destekleyerek ekonomik faaliyetin sürdürülmesine yardımcı olabileceği vurgulanan raporda, etkilenen KOBİ’lerin hedefli kamu sübvansiyonlarından önemli ölçüde yararlanabileceği ifade edildi.

Raporda, Kovid-19’un ekonomik etkileri ile ilgili projeksiyonlarda önemli belirsizliklerin mevcut olduğunun altı çizilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Rapor kapsamında, pandemi sonucunda ortaya çıkabilecek büyüme sonuçlarının hangi aralıklarda olabileceğini göstermek için simülasyon uygulamaları hazırlanmıştır.Senaryolar koronavirüs pandemisinin etkisiyle bölgesel büyümenin 2020 yılında resesyona girerek yüzde eksi 4,4 ile yüzde eksi 2,8 arasında daralacağını, sonrasında ise politika önlemlerinin uygulamaya konulması, küresel emtia fiyatlarının kademeli olarak toparlanması ve ticaretin güçlenmesi ile birlikte 2021 yılında yükselişe geçeceğini göstermektedir.”

Kovid-19 pandemisinin Avrupa ve Orta Asya bölgesinin kırılganlıklar yaşadığı bir dönemde ortaya çıktığına yer verilen raporda, “ Avrupa ve Orta Asya bölgesinin yükselen piyasalarında ve gelişmekte olan ekonomilerinde 2019 yılında büyüme hızı yavaşlayarak yüzde 2,2’ye inmişti. Şubat ayından bu yana bölge hem acil sağlık krizi hem de küresel pandeminin getirdiği uzun vadeli zorluklar ile baş edebilmek için giderek yoğunlaşan bir mücadele yürütüyor.” ifadesine yer verildi.
Rapora göre, ihtiyaç sahibi kişilere, ailelere yardımcı olmaya yönelik nakit transferleri ve işletmelere sağlanacak geçici işletme kredileri ve vergi indirimleri gibi destekleyici önlemler krizin etkilerini hafifletmede ve işlerin korunmasında kritik önem taşıyacak.

Raporda görüşlerine yer verilen Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Başekonomisti Aslı Demirgüç Kunt, sosyal mesafe ve gerekli olmayan işletmelerin ve okulların kapatılmasının pandeminin kontrol altına alınması ve hayatların kurtarılması için gerekli önlemler olduğunu vurgulayarak, “Aynı zamanda, uygulanacak politikaların bu önlemlerin ekonomik maliyetlerini düşürmeyi ve pandemi sona erdikten sonra uzun bir toparlanma süreci yerine hızlı bir toparlanma sağlaması hedeflemesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncelleme Raporu’nda Türkiye’nin 2021 ve 2022’de ise yüzde 4 büyüme kaydedeceği öngörüsüne yer verildi